 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/674
K: 1987/357
T: 08.05.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "menfi tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kırıkkale Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 1.11.1985 gün ve 1984/317-1985/490 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 6.3.1986 gün ve 798/1215 sayılı ilamı: (..1 - Davacı vekili, davalının satmayı taahhüt ettiği daireyi teslim edemediğini ileri sürerek, alacağın geçersiz sayılmasına veya inşaat teslim edilinceye kadar senet bedelinin alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini istemiştir. Bu iki talebin birbiriyle uyuşmaması sebebiyle öncelikle davacıya bu taleblerden hangisine dayandığı hususu sorulmak, talebi bunlardan birine hasrettirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
2 - Dava konusu bonoda iki lehdar ismi bulunmaktadır. Bunlardan birisinin diğerine hakkını devretmesi ancak ciro yoluyla mümkündür. İsmin birinin çizilmesi suretiyle belki hak sahibi olunabilirse de, bunu ya ismi çizilen kişinin paraf etmesi veya bunun borçlu tarafından imza edilmesi gerekir ki, o zamanda borçlunun bonoyu yalnız ismi çizili olmayan lehine düzenlediği kabul edilir.
Olayımızda bu iki durum da mevcut olmadığına göre, bononun her iki lehdara birlikte verildiğinin kabulü gerekir.
Bu durumda, davacı bononun iadesini ya da bono ile borçlu olmadığının tesbitini talep ediyorsa, müteselsil alacaklı olan her iki lehdara karşı dava açması gerekir. Bu itibarla mahkemece, davacıya diğer lehdarı da dava etmesi için mehil verilmeli, açılacak davanın birleştirilmesinden sonra esas ilişkiye girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, aksi halde yani inşaat ile ilgili talebi tercih ettiği takdirde dava dışı olup davalının kardeşi ve inşaat sözleşmesinin tarafı bulunan İhsan Gökbulut ile davalı arasındaki ilişki araştırılarak inşaatı müştereken yapıp yapmadıkları üzerinde durulup, bu inşaat sözleşmesinin davalıyı bağlayıp bağlamadığı araştırılarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, bu yönler üzerinde durulmadan karar verilmesi de bozmayı gerektirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1984/63 sayılı icra dosyası ile borcun ödenmiş olması karşısında, İİK. 72/6. maddesi hükmünce işbu davacıya istirdat davası olarak devam etmek gerekeceğinden davanın taleplerden birine hasredilmesi gereğine ilişkin bozmaya vaki direnme yerinde isede, dava konusu senette iki lehdar bulunduğundan herhangi bir ciro ve parafda olmadığından, senedin her iki lehdara birlikte verildiğinin kabulü gerekir. Bu durumda (Her ne kadar bozma ilamında maddi bir hata sonucu müteselsil denilmişse de) müşterek alacaklı olan her iki lehdara karşı davanın açılması, bundan sonra davalılar arasındaki ilişki araştırılıp, davacının yaptığı inşaat sözleşmesinin davalı Şinasi'yi bağlayıp bağlamadığı araştırılarak sonucu dairesinde bir hüküm verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı 8.5.1987 gününde (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.