 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/666
K: 1987/457
T: 05.06.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonucu: Ankara 4 İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.2.1986 gün ve 808-125 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 8.4.1986 gün ve 2482-3842 sayılı ilamı: (... Davacının iş akdi işveren tarafından 1475 sayılı İş Kanunun 13 maddesine göre ihbar ve dıdem tazminatı ödemek suretiyle 4.1.1985 tarihinde feshedilmiştir. Davacı yürürlüğü fesih tarihinden önceye, inzalanması fesih tarihinden sonraya ait olan toplu iş sözleşmesinden yararlanmak isteği ile bu davayı açmıştır. Mahkeme Medeni Kanunun 2 nci maddesinden ve 8 haftalık ihbar öneli içinde kalan haklardan sözederek isteği kabul etmiştir.
Davacının yararlanmak isteği toplu iş sözleşmesi 22.3.1985 tarihinde imzalanmıştır. Yürürlüğü. 1.9.1984 - 31.8.1986 tarihleri arasını kapsamaktadır. İş akdi 4.1.1985 tarihinde feshedilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki davacı toplu iş sözleşmesinin imzası tarihinde çalışmadığı ve fesih sebebi geçici 1. maddede öngörülen hallerden de bulunmadığı için bu toplu iş sözleşmesinden yararlanamaz. Fesih tarihi ile imza tarihi arasında 2 ay 18 günlük bir süre geçmiştir. İş Kanununun 13 ncü maddesine göre tazminatları ödemek suretiyle işveren fesih hakkına sahiptir. Gerçekten işverenin bu yetkisini Medeni Kanunun 2 maddesi çerçevesinde kullanması gerekir. Ancak sözü edilen süre davalının fesih hakkını iyi niyet kuralları çerçevesinde kullanmadığı neticesine vardıracak nitelikle değildir. Bu bakımdan kötü niyete dayanılmasında isabet olamaz. İmza tarihinin 8 haftalık ihbar öneli içinde kalmadığı da belirgindir. Kaldı ki tazminatı ödemek suretiyle derhal fesihlerde ihbar öneli hizmet süresine eklenemez. Bu nedenle işçinin ihbar öneli içinde gerçekleşecek haklardan yararlandırılması da düşünülemez Böylece her yönden isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü :
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarında, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararından açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk
Genel Kurulunca benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 5.6.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.