 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/633
K: 1987/329
T: 15.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; MAZGİRT Asliye Hukuk Mahkemesi'nce görevsizliğine dair verilen 7.10.1985 gün ve 95 - 109 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 24.12.1985 gün ve 7821 - 8137 sayılı ilamı:
(... Davaya dayanak gösterilen içme suyu tahsis ve temyiz komisyonu kararında sözü edilen suyun 7478 sayılı Köy İçme Suları Hakkındaki Kanun'un hükümleri gereğince kararda adı geçen köye tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
Adı geçen kanunun 11. maddesine göre tahsisi konu edilebilecek sular umuma ait sular ile hususi kanunlarla köye veya köylere devir ve tahsis edilmiş veya köyün veya köylerin ötedenberi intifalarında bulunmuş olan sular olup aynı kanunun 12. maddesine göre de sahipli suların 6830 sayılı İstimlak Kanunu gereğince kamulaştırmaları gerekmektedir.
Davacı Komisyon kararında sözü edilen suyun kendi tapulu mülkünden çıktığını ileri sürerek delil olarak da Sulh Hukuk Mahkemesi'nce yapılan tesbit dosyasına dayanmaktadır.
Tesbit dosyasına tapu kaydı bulunmayıp davacılardan yalnız Hıdır Şahin adı yazılı bir çap bulunmaktadır.
Mahkemece bu çapla ilgili tapu kaydı getirtilerek, incelenmediği gibi sözü geçen çap içinde olduğu kabul edilen suyun M.K. 679. maddesinde sözü edilen kaynak suyumu yoksa özel mülkiyete konu teşkil etmeyecek bir yeraltı suyumu olduğu araştırılmamış ve sözü geçen Komisyon kararında sözü edilen suyun aynı su olup olmadığı da araştırılmamış ve komisyon kararından sonra ne gibi bir işlem yapıldığı fiili bir elatma olup olmadığı kamulaştırma yapılıp yapılmadığı yönlerinde de bir araştırma inceleme yapılmadan görevsizlik kararı verilmesi yolsuzdur) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 15.4.1987 oybirliğiyle karar verildi.