 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/626
K: 1987/564
T: 26.06.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "Tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Turgutlu Asliye 1. hukuk mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.11.1985 gün ve 1985/41-572 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk dairesinin 27.2.1986 gün ve 1986/801-1008 sayılı ilamı:
(...1-Taraflar arasındaki satış sözleşmesi mevcut olup, davacı ayıba dayalı olarak verdiği semenin geri ödetilmesini istemiş, davalı ise B.K.nun 207. md. hükmü gereğince zamanında ayıp ihbarında bulunmadığından davacının dava hakkı düştüğünden bahisle davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Gerçekten, davacı, dosyadaki belgelere göre malı 29.7.1983 tarihinde almış kendisinin sattığı kişinin ayıp def'inde bulunması üzerine tuğla bedellerini bu 3. kişiye 15.10.1983 tarihinde ödemiş ve fakat davacıya bir sene geçtikten çok zaman sonra ve 7.12.1984 tarihinde davalıya ayıp ihbarında bulunarak semeni geri istemiştir. B.K.nun 207/1. maddesi hükmü gereğince, daha uzun bir müddet için garanti verilmemiş ise, ayıp daha sonra meydana çıksa bile satılanı ayıba karşı tekeffülden doğan her türlü dava hakkı bir yıl geçmekle düşer. TTK.nun 25/4. md. gereğince ticari işlerde bu süre altı aydır. Davacı teslimden itibaren 6 ay zarfında ayıp ihbarında bulunmamış olmakla ve davalının yukarıda açıklanan yasal savunması karşısında davacının dava hakkının düşmesi nedeniyle davanın reddi gerekirken tahsile hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2 - Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştik..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre Hukuk Genel kurulunca benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 26.6.1987, oybirliğiyle karar verildi.