 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/469
K: 1987/326
T: 15.04.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Muğla Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.12.1984 gün ve 592-593 sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 4.6.1985 gün ve 2710-3515 sayılı ilamı:
(...Davacı, davalı tarafından kendisine verilmiş olan bonoların başka bir ilişki (daire satımı) nedeniyle verildiğini ve bu itibarla mal bedeline mahsup edilemeyeceğini ileri sürmüşse de, bu iddiasını kanıtlayamadığından söz konusu senetlerin borca karşılık verilmiş olduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak davacının elinde bulunan ve davalının borçlusu olduğu 325.000 lira tutarındaki 6 adet senedin iadesi karşılığında, bunların tutarı olan 325.000 liranın tahsiline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.
Davacı iddia ettiği miktar kadar inşaat malzemesini davalıya verdiğini ve bunlara ait faturaları da tevdi ettiğini ileri sürmesine rağmen, bu iddiasını yazılı delille kanıtlayamamış ve defter kayıtlarına dayanmıştır.
Mahkemece TTK.nun 82. ve müteakip maddeleri ile ve özellikle 85. ve 86. maddeleri gözetilmek suretiyle re'sen her iki tarafa da defterleri ibraz ettirilerek bu konuda uzman bilirkişiler aracılığı ile inceleme yaptırılıp, bunların Usulüne uygun olup olmadığı ve dolayısiyle sahibi lehine veya aleyhine delil olup olamıyacağının saptanmasından sonra sonucuna göre bir karar verlmesi gerekirken sadece davacı tarafın defter kayıtlarına göre hüküm tesis doğru görülmemişti...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 15.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.