 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/458
K: 1987/373
T: 13.05.1987
DAVA : Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kabulüne dair verilen 25.2.1985 gün ve 1985/688-974 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 24.3.1986 gün ve 198661273-3101 ilamıyla; (.. Boşanmaya karar verilebilmesi için ortak hayatı çekilmez hale getirecek derecede, birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte şiddetli bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıkların sözlerinin bir kısmı Medeni kanunun 134. maddesinden yer alan çekilmezlik halini ve köklü sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek boşanmaya karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Medeni Kanunun 134. maddesi hükmünce aralarında müşeterek hayatın çekilmez bir hale gelmesinin mucip olacak derecede şiddetli bir geçimsizlik baş gösterdiği takdirde karı kocadan her biri boşanma davasında bulunabilir. O halde imtizacsızlığa dayanan boşanma davasının kabul edilebilmesi için ortak hayatın çekilmez hale gelmesini gerektirecek derecede şidetli geçimsizliğin varlığı objektif delillerle isbat edilmelidir. Hukukumuz anlaşma suretiyle boşanmaya yer vermediğinden, tarafların imtizaçsızlık sonucunu doğuran geçimsizliğin varlığını kabul etmeleri boşanma davasının kabulünü gerektirmeyeceği gibi az önce belirtilen yön ispat edilmeden kişisel değer yargılarına dayaılarak evlilik birliğinin korunacak durumda olmadığı veya bu birliğin sürdürülemeyeceği düşünceleri ile dahi boşanmaya karar verilemez. Bu nedenlerle mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA),(...) istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.5.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.