 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/407
K: 1987/73
T: 04.02.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı bozma üzerine direnme yoluyla; Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 8.10.1984 gün ve 173 - 222 sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'ndan çıkan 12.3.1986 gün ve 1985/15 - 14 Esas, 1986/218 Karar sayılı ilamın karar düzeltilmesi yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, Hukuk Genel Kurulunca dilekçe, düzeltilmesi istenilen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okundu.
Görüşmelerde, önce, işin karar düzeltmeye tabi olup olmadığı yönü üzerinde durulmuştur. H.U.M.K.'nun 3156 sayılı Yasa ile değişik 440/III üncü maddesi "Yargıtay'ın aşağıdaki kararları hakkında karar düzeltilmesi yoluna gidilemez" dedikten sonra 1 sayılı bentte aynen şu düzenlemeyi getirmiştir: "Miktar veya değeri beşyüzbin liradan az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin kararlar".
Yasa koyucu, H.U.M.K.'nda yapılan değişikliklerin zaman bakımından uygulama alanına girmeleri ile ilgili olarak özel düzenleyici kurallar getirmiştir. Bu konuda ayrık hüküm 3156 sayılı Kanunun'un geçici maddesi ile şu şekilde konulmuştur: 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun bu Kanunla değiştirilen hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulananır." Görülüyor ki genel prensip uyarınca 3156 sayılı Yasa ile getirilen değişiklikler 3156 sayılı Yasa'nın yürürlüğe giriş tarihi olan 5.4.1985 gününden önce açılan ve fakat henüz sonuçlanmamış bulunan davalarda uygulanacak iken yasa koyucu bu kuraldan ayrılarak 5.4.1985 gününden sonra açılacak davaları esas almıştır. Ancak yasa koyucu bununla da kalmamış getirdiği özel düzenlemeye üç istisna koymuştur. Bunlardan konumuzu ilgilendiren durum geçici maddenin (b) bendinde yer almakta olup aynen şöyledir : "45 inci maddenin dördüncü fıkrası, 427, 432 ve 438 inci maddeler ile 440 ıncı maddenin III üncü numaralı fıkrasında değişiklik yapan hükümler, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara karşı yapılacak temyiz ve karar düzeltme istemleri". Demek ki 440 ıncı maddenin III numaralı fıkrasında değişiklik yapan hükümler, yani karar düzeltme yolu kapalı olan kararları düzenleyen hükümleri kanunun yürürlüğe giriş günü itibariyle davanın açılış tarihini esas alan kuraldan ayrılarak gene kanunun yürürlüğe giriş günü itibariyle bu tarihten sonra verilecek (nihai kararları) esas almıştır. O halde bu düzenlemeye göre, 5.4.1985 tarihinden sonra verilecek nihai kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilemeyecektir. Burada üzerinde durulması gereken ve tartışmaya yol açan husus nihai karardan amaç 5.4.1985 gününden sonra verilecek direnme kararları mı, yoksa bu tarihten sonra verilen Hukuk Genel Kurulu kararı mıdır? İnceleme konusu Yasa hükmünün zaman bakımından uygulama alanına girmesi açısından 500.000. - liralık sınırın taalluk ettiği hükmün, direnme kararı olması ile Hukuk Genel Kurulu kararı olması karar düzeltme isteğinin esasının incelenmesi yönünden tamamen farklı sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Tartışmalar da üzerinde durulan bir görüş karar düzeltme isteği hukuk genel kurulu kararına ilişkin bulunması itibariyle Hukuk Genel kurulu karar tarihinin alınması gereğidir. Diğer görüş ise, mahkemenin direnme kararı tarihinin dikkate alınması icabettiği doğrultusundadır.
KARAR : Yasa koyucunun amacına ve yasal düzenlemenin mahiyetine uygun bir sonuca varılabilmesi için konunun ilişkin bulunduğu usul sistemi içerisinde değerlendirilmesi zorunludur.
Hükümlere karşı müracaat yollarını düzenleyen H.U.M.K.'nun üçüncü bab'ının birinci faslında 427 nci madde temyiz kabiliyetinin belirlenmesine ilişkin olarak "Miktar veya değeri yüzbin lirayı geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesindir" demek suretiyle tabiatiyle temyiz olunan mahiyeti itibariyle mahalli mahkeme kararını esas almış, kısmı davalarda da gene aynı şekilde mahalli mahkeme kararını esas almıştır. 427 nci maddenin karar düzeltmeye değinen 5 inci fıkrasının 440 ıncı maddesinin III üncü fıkrasının birinci bendindeki beşyüzbin liralık karar düzeltme sınırının belirlenmesinde yukarıdaki fıkra hükümleri kıyasen uygulanır şeklindeki hükmü ile açıkça çeşitli olasılıklara göre sınır belirlemede mahalli mahkeme kararını esas alan düzenlemenin kıyasen uygulanacağını öngörmüştür. Bu durum da gösteriyor ki kısmi davada beşyüzbin liralık sınırın belirlenmesinde nihai karar olarak mahalli mahkemenin uyuşmazlığı çözen nihai kararının esas alınması konusunda yasa koyucu iradesini açıklamış bulunmaktadır. Davanın kısmi olmaması halinde bu kuraldan ayrılmayı gerektirir haklı bir neden mevcut değildir. Esasen yasa koyucu sistem olarak da mahkemenin direnme kararı tarihini esas alarak düzenlemede bulunmuştur.
Bu nedenlerle müddeabihin miktarı ve mahalli mahkemenin direnme kararının tarihi itibariyle işin karar düzeltmeye tabi olduğu sonucuna varıldıktan sonra esasın incelenmesine geçilerek gereği görüşüldü :
SONUÇ : Düzeltilmesi istenen Hukuk Genel Kurul ilamında gösterilen gerektirici nedenlere göre H.U.M.K.'nun 440 ıncı maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirisine dayanmayan ve yerinde olmayan düzeltme isteğinin REDDİNE,2790 sayılı Yasanın 2. maddesinin 3.fıkrası hükmüne göre takdiren (3.500,-) lira para cezasının ve 3.000,- lira ilam harcının düzeltme isteyenden alınmasına, 4.2.1987 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.