Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/404
K: 1987/112
T: 20.02.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 13.2.1986 gün ve 1984/882 E - 1986/80 K. Sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.3.1986 gün ve 1986/2728 - 3201 sayılı ilamı ile; (...Davacı, 17.11.1983 tarihinde G. İş Sendika üyeliğinden istifa ederek 22.11.1983 tarihinde T.M.İ. Sendikasına üye olmuş; 24.5.1984 tarihinde ise tekrar M.-İş Sendikası'na girmiştir. Davacı M.-İş Sendikası'nın yaptığı 1.6.1984 ile 31.5.1984 süresi için yürürlüğe konulan TİS'nden yararlanmak istemiştir.
Mahkeme davacının 22.11.1983 tarihinde T.M.-İş Sendikası üyesi olmakla 3 aylık süre geçmediğinden her iki sendika üyeliğinin geçersiz olduğunu, bu durumda davacının sendikasız işçi durumunda bulunduğu ve aradan 3 aylık süre geçmiş olmakla 24.5.1984 tarihinde M.-İŞ Sendikası üyeliğini kazanmış bulunduğunu bildirerek davacıya anılan TİS'nden yararlanacağına, gerçekleşen haklarının tahsiline karar vermiştir.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 22 nci maddesinde sendika üyeliğinin nasıl kazanılacağı belirtilmiş ve işçi veya işverenlerin aynı zamanda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olamayacakları, birden çok sendikaya üye olunması halinde tüm üyeliklerin geçersiz olacağı hükme bağlanmıştır.
25 inci maddesinde ise, sendika üyeliğinin çekilme (istifa) halinde notere başvurma tarihinden itibaren 3 ay sonra geçerli olacağı yazılıdır.
Buradaki çekilme (istifa)'nın hukuki sonuç doğurabilmesi için bu yoldaki iradenin karşı tarafa açıklanmış olması gerekir. Böyle bir irade açıklaması olmadan birden çok sendika üyeliği nedeniyle her iki üyeliğin de geçersiz olması kendiliğinden istifanın hukuki sonuçlarını doğurmaz.
Böyle olunca geçersizlik nedeniyle işçinin sendikasız duruma geçtiğinden söz edilemez. Bu halde, davacının 24.5.1984 tarihinde M.-İş Sendikası üyeliğinin geçerli olabilmesi için 22.11.1983 tarihinde üye olduğu T.M.-İŞ Sendikası 'ndan usulüne uygun olarak istifa etmiş ve o istifadan sanra 3 aylık süre geçmiş olması gerekirdi. Oysa davacı halen hem M.-İŞ Sendikası hem de T.M.-İş Sendikası üyesi olarak görünmekte olup, aynı zamanda iki sendikaya da üye olamayacağından M.-İş Sendikası üyeliği geçersizdir. Bunun sonucu olarak ihtilaflı dönemle ilgili olarak TİS'nden yararlanamaz...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacının G.M.-İş Sendikası üyesi iken bu sendikadan 17.11.1983 gününde noter aracılığıyla gönderdiği dilekçe ile istifa ederek T.M-İşçileri Sendikasına 22.11.1983 gününde üye olduğu, daha sonra gene noterden gönderdiği dilekçeyle 24.5.1984 gününde G.M.-İş Sendikası üyeliğini yeniden kazanıp kazanmadığı hususunun tesbitine bağlı bulunmaktadır.
2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 22 nci maddesi sendikalara üye olma serbestisini öngördükten sonra bunun doğal sonucu olarak hiç kimsenin sendikaya üye olmaya veya olamamaya zorlanamayacağını hükme bağlamıştır.
Sendikaların faaliyetleri 2821 sayılı Yasa'nın 32 ve 33 üncü maddelerinde düzenlenmiş olup iş barışının korunması açısından en önemlilerinden biri de toplu iş sözleşmesi akdetmek ve buna ilişkin faaliyetlerdir. Bu konuda sendikanın yetkisinin tayini öncelik arzetmekte olup, üyelik yetkisinin belirlenmesinde en önemli unsurdur. Uygulamada bu konuda kargaşaya ve uzun çekişmelere yer vermemek toplu iş sözleşmesinin yapılmasını sürüncemede bırakmamak amacıyla yasa koyucu 2821 sayılı Yasa ile üyeliğin kazanılmasını, üyelikten ayrılmayı bir disiplin altına almış bulunmaktadır.
Yukarıda değinildiği üzere 22 nci madde sendikalara üye olma serbestisini öngörmekle beraber işçi veya işverenlerin aynı zamanda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olamayacaklarını da hükme bağlamıştır. Bu durumda üye olma serbestesine getirilmiş bir sınırlama olup, az önce açıklanan kargaşa ve sakıncaların doğmasını önleme amacına yönelik bulunmaktadır. Yasa bu sınırlamanın müeyyidesini de açıkca öngörerek "birden çok sendikaya üye olunması halinde tüm üyelikler geçersizdir", demiştir. Kuşkusuz tüm üyeliklerin geçersiz olması üyeliklerin hiçbirisinin hukuki sonuç doğuramayacağını ifade eder. Şu halde işçi veya işveren iki sendikaya birden üye olmuşsa her ikisi de geçersiz olacak, üç sendikaya birden üye olmuşsa her üçü de geçersiz olacaktır.
Bunlardan ilk ikisini geçersiz kabul ile işçinin iki sendikaya birden üye olmakla ikisinin de geçersiz olduğu gerekçesiyle sendikasız işçi durumuna girdiğini benimseyerek üçüncü sendikaya üyeliği geçerli kabul etmek maddenin sözüne açıkca aykırı olacağı gibi, yasa koyucunun getirdiği düzenlemelerle güttüğü belirtilen amaca da ters düşecek, yetki belirlenmesinde kargaşa sürüp gidecek ve dolayısıyla toplu iş sözleşmesinin yapılması sürüncemede kalacak, bundan da iş barışı zarar görecektir.
2821 sayılı Yasa'nın 25 nci maddesi üyeliğin sona ermesini bir düzene tabi tutmuştur. Buna göre her üye önceden bildirimde bulunmak suretiyle üyelikten çekilme haklarını haizdir. Burada çekilme bildirimi de şekle tabi kılınacak, bu bildirimin noter huzurunda kimliğin tesbiti, çekilenin imzasının tasdiki ile olacağı ve çekilmenin notere başvurma tarihinden itibaren üç ay sonra geçerli olacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacının her ne kadar ilk üyelikten usulüne uygun olarak çekildiği anlaşılmakta ise de üç aylık süre dolmadan ikinci defa sendika üyesi olduğu ve bu son üyelikten ise usulüne uygun olarak ve çekilme gerçekleşmeden ilk sendikaya tekrar üyelik için başvurduğu anlaşılmakla davacının hukuki sonuç doğurabilecek bir üyeliğinin mevcudiyetinden söz edilemez.Bu nedenlerle mahkemece Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile , direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harclarının geri verilmesine,14.1.1987 günü yapılan ilk görüşmede çoğunluk sağlanamadığı için, 20.2.1987 gününde yapılan ikinci görüşmede salt çoğunlukla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini