 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/185
K: 1987/127
T: 04.03.1987
DAVA : Taraflar arasındaki " alacak " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 10.12.1984 gün ve 410-694 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 21.10.1985 gün ve 6229-6242 sayılı ilamı ile; (..Davalı, 10 günlük esasa cevap süresini geçirdikten sonra zamanaşımı savunmasını ileri sürmüştür. Buna karşı davacı, bunun savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğunu, buna muvafakatinin bulunmadığını bildirmiştir. Bu durum da mahkemenin, zamanaşımı savunmasını reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Kaldı ki, zamanaşımının varlığı kabul edildiği taktirde davanın yalnız bu nedenle reddi gerekir.
Davacı, davalı vekilin kendisine ait taşınmazı sattığını ve parasınıaldığını ileri sürmüş; davalı ise, satışı kendisi yapmakla beraber ahzukabz yetkisi olmadığından satış parasını kendisinin değil davacının aldığını savunmuştur.
Davacının, davalıya verdiği vekaletnamede vekilinin ahzu kabza yetkisi olmadığı görülmektedir. Fakat burada davacının satış bedelinin vekil tarafından alınmış olduğu iddiası ile satış parasını almamış olduğu yolundaki davalı savunmasının tapu idaresindeki satışa ilişkin 18.9.1978 günlü akit tablosunun getirtilip incelenmesi ile açıklığa kavuşacağı düşünülmeden, dava tutarına göre dinlenmesi olanaksız bulunan tanık sözleri de gözetilmek suretiyle davalının savunması haklı görülerek davanın reddedilmesi gerekmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Her ne kadar davacı tarafından davalıya verilen vekaletnamede ahzu kabza yetki verilmemişse de, taşınmazın satışa ilişkin akit tablosunda satış parasının vekil tarafından alındığı yazılıdır. Ahzu kabza yetki verilmemesi halinde kuşkusuz paranın vekil tarafından alındığını davacının isbat etmesi gerekecektir. Ancak, az önce açıklanan durum karşısında isbat yükü yer değiştirmiş olup paranın alınmadığını usule uygun delillerle davalı vekilinin isbat etmesi gerekir. Hal böyle olunca davalı vekile bu konuda usule uygun delillerle isbat olanağı verilmesi gerektiği, bu şekilde delili olmadığı takdirde ancak bir yemin teklifine hakkı olduğu hususu dikkate alınarak bu yolda işlem yapılmak icabederken yazılı gerekçelerle önceki kararda direnilmesi isabetsizdir. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 4.3.1987 gününde salt çoğunlukla karar verildi.