 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/15-452
K: 1987/256
T: 27.3.1987
- ALACAK DAVASI ( Sürenin Başlangıç Tarihi )
- TEFHİM TARİHİ ( Yedi Günlük Sürenin Başlangıcı )
- TEBLİĞE GEREK OLMAMASI ( Tefhim Edildikten Sonra Sürenin Başlaması )
- YÜRÜRLÜĞÜ İÇİN TEFHİM VEYA TEBLİĞİ GEREKEN BİR KARAR ( Sözle Bildirim İle Sürenin Başlaması )
818/m.227
DAVA : Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ( İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi )nce davanın kabulüne dair verilen 5.12.1984 gün ve 2988-4212 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 10.6.1985 gün ve 916-2081 sayılı ilamıyla; ( ..5.7.1983 tarihli kararla ihale uhdesinde kalan müteahhit davacı vekili Cevat'a bu husus 1983/747 sayılı, 5.7.1983 tarihli kararı müteakip yönetim kurulu tarafından tefhime edilmiştir. İdari şartnamenin 12. maddesi uyarınca ihale kararının müteahhide tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde evvelce idareye yatırıldığı muvakkat teminatı kati teminat miktarına çıkarmaya mecburdur. davacının vekili yönetim kurulu tarafından yapılan ihalenin kendisine tefhim edilmiş olmasına rağmen muvakkat teminatı kati teminat miktarına çıkarmamıştır. Tefhimden sonra ayrıca tebliğe gerek yoktur. Çünkü 12. madde "tefhim veya tebliğinden bahsetmektedir" 5.7.1983 tarihli ihale zaptında davacı vekili Cevat'ın imzası mevcuttur. İhaleyi % 50,73 tenzilatla almış bulunmaktadır. Bu itibarla davanın reddi gerektiği halde kabulüne dair karar yanlıştır.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Bozma kararında sözü edilen 7 günlük süre kararın tefhiminden veya tebliğinden itibaren işlemeye başlar. Olayda davacı vekiline tefhim hali gerçekleşmiştir. Ayrıca tebliğ edilme keyfiyeti tefhime göre işleyen sürenin hukuki sonuçlarını doğurmasına engel olamaz. Kaldıki davacı inşaatı başka bir firmaya devir arzusunu da izhar etmiştir. O halde Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.3.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.