Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1986/158
K: 1987/57
T: 04.02.1987
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Yenimahalle 1. Asliye Hukuk Mahkemesi)nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.12.1984 gün ve 1983/444-1984/492 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 16.5.1985 gün ve 2817-3374 sayılı ilamıyla; (...Davacı, davalının kendisine ait dükkan ve evi kiraya vermiş olduğunu ancak kendisine hesap vermediğini öne sürerek davasıdan dükkan ve dairenin getirebileceği kira paralarının alınamsını istemiştir. Davalı ise, davacıya ait dükkanı kiraya vermediğini, daireyi de davacının ileri sürdüğü gibi 1.1.1977 tarihinde değil Kasım-1978 tarihinde kiraya verdiği ve yine, davacının iddia ettiği bedelle kiraya vermediğini ve ayrıca dükkan ile daireye bir takım masraflar yaptığını savunmuştur. Davalının bu savunması karşısında, dükkanını kiraya verildiği ve dükkan için davalının kira parası olarak tahsil etmiş olduğu miktarı ayrıca dairenin iddia edildiği gibi 1.1.1977 tarihinde kiraya verilmiş olduğunu ve daire için davalının toplamış olduğu kira paralarının davalının savunmuş olduğu miktardan daha fazla olarak tahsil edilmiş bulunduğunu davacının ispat etmesi gerekir.
Mahkemece bu yönler davacıya ispat ettirilmeden ve gerekli soruşturma yapılmadan bilikişi raporuna dayanılarak kira alacağının tesbiti doğru değildir. ayrıca davalının vekaleten idaresini üzerine aldığı dükan ve daire için yaptığı ileri sürdüğü ve davalının tesbit edilecek kira borcundan mahsubu gereken masraflardan mahkemece dikkate alınmamış olanların davalı tarafından yapılıp yapılmadığı, gerekli olup olmadığı ve miktarı yönünden bir araştırma yapılmamış olması da usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yarılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı, davalı kardeşine Almanya'dan 40.000 Mark gönderdiğini, bununla 12.11.1976 tarihinde bir daire ve bir dükkan alınmasına rağmen davalının vekil sıfatıyla hesap vermediğini ileri sürerek, daire ve dükkan için kira karşılığı ve Mark hesabından dolayı olmak üzere toplam 1.000.000 liranın tahsilini istemiş, daha sonra Mark hesabından istediği 220.000 liralık isteğinden vazgeçmiştir. Davalı ise, davacıya ait daireyi ileri sürdüğü gibi 1.1.1977'den itibaren değil,daha sonra kiraya verdiğini, dükkanı ise hiç kiraya vermediğini savunmuştur.
İddia ve savunmanın bu niteliğine göre taraflar arasındaki ilişki bir vekalet ilişkisidir.
Borçlar Kanununun 390/2. maddesi hükmünce vekil, müvekkile karşı vekaleti iyi bir surette ifa ile mükelleftir. Aynı yasanın 392/1. fıkrasına göre vekil müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını vermeğe ve bu cihetten dolayı her ne nam ile olursa olsun almış olduğu şeyi müvekkile tediyeye mecburdur. Bu hukuki esasların sonucu olarak davalının dükkan v edairenin gereken olağan çabanın gösterilmemesi nedeniyle kiraya verilememesi veya geç kiraya verilmesinden dolayı vekilin sorumlu oduğunun kabulü icabeder. Bunun yanında aynı ilkenin doğal sonucu olarak olağan çabanın gösterilmesine rağmen kiraya verilmeme veya geç kiraya verilme halinde ise vekil sorumlu tutulamaz. O halde mahkemece bu yönden bir araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yetinilmesi isabetsizdir.
Diğer taraftan, daire ve dükkan için ileri sürülen masraflardan mahkemece dikkate alınmamış olanların davalı tarafından yapılan yapılmadığı, gerekli olup olmadığı ve miktar yönünden davalıya isbat olanağı tanınıp delilleri toplanıp incelenerek sonucu uyarınca karar verilmek icabederken bu yönden de eksik inceleme ile yetinilmesi isabetsizdir. O halde yukarıda açıklanan hukuki esaslar uyarınca davalının ve gösterdiği takdirde davacının delilleri toplanıp incelenerek sonucuna göre karar verilmek üzere direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşinharcının geri verilmesine, 4.2.1987 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini