Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1986/9-115
K:1986/448
T:20.10.1986
  • ORMAN SUÇU - AĞAÇLANDIRMA GİDERİ
* ÖZET : Ödenceden ayrı bir yaptırım olan ağaçlandırma gideri [masrafı] üzerinden ayrıca faize de hükmedilmesine yasal olanak yoktur.
(6831 s. OK m. 114)
Tedbirsizlikle orman yangınına sebebiyet vermekten sanık Osman'ın hükümlülüğüne dair, (Hopa Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 19.9.1985 gün ve 23-47 sayılı hüküm, sanık ve müdahil vekilinin temyizleri üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 28.1.1986 gün ve 6155-557 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın, CUMK.nun 322. maddesi gereğince Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 7.3. 1986 gün ve 29 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu orman yangınına sebebiyet vermek suçundan sanık Osman'ın, 2787 sayılı Kanunla değişik TCK.nun 19. maddesi de gözönünde tutularak, TCK.nun 383/ilk, 413, 72; 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri gereğince ikibindörtyüz lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve verilen cezanın ertelenmesine; 62.198 lira tazminatla, 6831 sayılı Kanunun 114. maddesi uyarınca 65.700 lira ağaçlandırma giderinin sanıktan tahsili ile müdahil idareye ödettirilmesine, her iki tazminat için olay gününden itibaren yasal faiz yürütülmesine ilişkin hükmü, Özel Daire:
(Ağaçlandırma gideri esasında tazmini karakteri haiz olup, Borçlar Kanunu açısından haksız fiilden neşet eden bu giderden ötürü faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamesinin "2" numaralı bendindeki düşünceye iştirak edilmemiştir. Yerinden görülmeyen sair itirazlarının reddine. Ancak:
6831 sayılı Orman Kanununun 112 ve 114. maddeleri uyarınca gerçek zarar ve ağaçlandırma gideri tesbit ve tayin edilirken; Orman İdaresinden gerçek zarar birim fiyatı ve ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim ağaçlandırma giderine ilişkin cetvel getirtilip inceleme yapılmamış olması) isabetsizliğinden bozmuştur.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca
(6831 sayılı Orman Kanununun 2896 sayılı Kanunla değişik 114. maddesinde; "her türlü orman suçları ile tahrip olan veya yakılan sahalar için bu kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur hükmü yer almıştır.
Maddede 2896 sayılı Kanunla yapılan değişiklik bir dekardan fazla" ve "beher dekar için" kaydının kaldırılması ve 200 lira olan maktu miktarın değiştirilmesi olup, niteliğinde bir değişiklik getirmemiştir.
Ağaçlandırma giderinin kanunda yazılı tazminattan başka olduğu, ayrıca ve resen hükmolunacağı anlaşılmaktadır. Uygulama da bu yönde yapılmaktadır.
Yargıtay içtihadı Birleştirme Büyük Kurulu'nun, 10.6.1968 tarih ve 1/12 sayılı ve 6831 sayılı Kanunun 112. maddesi İle ilgili kararında ...112. madde uyarınca hükmedilecek tazminatın; o fiilin ikaı yüzünden husule gelen bütün zararları karşılayacak surette ve Borçlar Kanununun genel hükümleri dairesinde tam bir tazminat olarak hesaplanması gerektiği" şeklindeki gerekçe, ormana karşı işlenen suçtan doğan zararın tamamının 6831 sayılı Kanunun 112 ve 113. maddelerinde gösterilen tazminatla karşılanacağını, dolayısıyla Borçlar Kanunu uyarınca haksız fiil teşkil eden fiilin karşılığının bu hükümler olduğunu ifade etmektedir.
Böyle olunca ağaçlandırma giderinin tazminat olmadığı, maddede belirtilen nedenlerle alınan, ormanın muhafazası, ormanlarla vatandaş çıkarlarının bağdaştırılması amacını güden bir nitelik taşıdığı görülmektedir.
Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin 26.2.1970 tarih. 12835/1519 sayılı ilamındaki ağaçlandırma giderine hükmetmek için idarenin herhangi bir gidere katlanmasının gerekli olmadığı, tahrip edilen yer kendiliğinden ağaçlansa bile ağaçlandırma giderine hükmolunacağı şeklindeki özetlenebilecek gerekçe, bu olguyu desteklemekte, ağaçlandırma giderinin kanundan doğan, Borçlar Kanunu hükümleri dışında bir niteliği olduğuna işaret etmektedir.
Esasen:
a - Maddenin gerekçesinde:
Yakılan ve tahrip olunan orman sahalarının yeniden ağaçlandırılması için yapılacak masrafın kanunda yazılı tazminattan ayrı olarak müsebbiblerinden alınması hususunu teminen 114. madde tanzim edilmiştir... Muhafazanın tek taraflı ve zecri tedbirlerle mümkün olmayacağı hususu daima gözönünde tutulmak suretiyle ceza müeyyidelerinin tertibi cihetine gidi imiş, ormanlarla vatandaş menfaatlerinin telifi düşünülmüş ve bu kısımdaki ceza hükümlerinin herhangi bir iştibaha ve içtihat tehalüfüne mahal vermeyecek vuzuh ve sarahatta layihada yer almasına itina gösterilmiştir."
b - Anayasa Mahkemesi'nin 3.4.1962 tarih ve 62/16 sayılı kararı gerekçesinde;
.idarenin yok edilen orman alanını ağaçlandırmak için katlanacağı giderde orman suçu dolayısıyla uğradığı zararın bir bölümünü oluşturur. Ancak 114. maddenin getirdiği düzenleme gerçekte var olan bir zararı karşılayabilir durumda değildir. Ağaçlandırmanın yol açacağı gerek gider, ancak ağaçlandırma bittikten sonra belli olabilir. Oysa 114. madde bu gideri önceden götürü olarak kestirip atmaktadır... Demek ki 114. maddenin getirdiği hüküm... aslında ağaçlandırma giderinden doğan, gerçek zararı karşılamaktan çok Orman Kanununa aykırı eylemler arasında bir ayırım yapma ve belirli bir yüzölçümünden daha büyük atanların yok edilmesine yol açan eylemlerde, bu eylemler küçük olanlar aleyhine işlenmiş eylemlerden ağır görüldüğü İçin... müeyyideleri o oranda ağırlaştırma yeteneğini taşımaktadır.
Şeklinde yer alan açıklamalar, yukarıda belirtilmeye çalışılan ağaçlandırma giderinin tazminat niteliği taşımadığı olgusunu doğrulayarak, ağaçlandırma giderinin kamu hakkına dayanan ve bir müeyyide özelliğinde Olduğunu vurgulamaktadır. Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.6.1981 tarih ve 173/241 sayılı kararında, C. Savcılarının ağaçlandırma gideri yönünden hükmü temyiz hakkı bulunduğunu kabul ederken Orman Kanununun 114. maddesindeki ağaçlandırma giderinin, özel hukukta ilgisi olmayan, kamu düzenini ilgilendiren, yasa ile yasaklanan bir eylemin müeyyidesi niteliğinde özet bir tazminat türü olduğu gerekçesine dayanmıştır.
Bu belirlemeler, kanundan doğan, müeyyide özelliği taşıyan, özel hukukla ilgisi olmayan ağaçlandırma gideri üzerinden faize hükmedilmemesi gerektiği sonucuna ulaştırmaktadır.
Nitekim Yüksek Yargıtay 3. Ceza Dairesi, isteğe bağlı olmaksızın resen hükmedilmesi gereken ağaçlandırma gideri üzerinden faize hükmedilemeyeceğine karar vermektedir.
Arz ve izah edilen nedenlerle, Özel Daire kararının kaldırılması, Yerel Mahkeme kararının, ağaçlandırma gideri üzerinden faize hükmedilmesindeki yasaya aykırılık nedeniyle de bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Görüldüğü gibi; oluş ve sübutta Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın konusu: Orman Kanununun 114. maddesi uyarınca sanıklardan "ağaçlandırma masrafı" alınması halinde, ayrıca bu masraftan ötürü de faize hükmedilip hükmedilemeyeceği hususudur.
Hukuk dilinde "faiz", konusu bir miktar paranın ödenmesi olan borçlarda, borcun doğduğu veya istenilebilir hale geldiği, yani "muaccel" olduğu tarihten itibaren ödeme anına kadar geçen süre için, belirli bir oran üzerinden ve geçmiş sürede gözönünde tutularak hesaplanan bir karşılıktır.
Borçlar Kanununun 113/2. maddesine göre faiz borcu, feri bir borçtur. Asıl borç ödeme ile veya diğer bir yoldan ortadan kalktıktan sonra, evvelce işlemiş bulunan faizleri talep hakkının saklı olduğu bildirilmedikçe veya halin icabından saklı Olduğu anlaşılmadıkça bu faizler istenemez. Halbuki, aşağıda ayrıntılarıyla açıklandığı şekilde, "ağaçlandırma masrafı"nın asıl borçla bağlantısı aranmaksızın ve talep olmasa dahi (resen) hükmedilmesi gerekmekte; suç işleyerek ormanları tahrip etmenin veya yakmanın değişik bir müeyyidesini teşkil etmektedir.
Orman sahasının yakılması veya tahrip edilmesi halinde meydana gelen zararın tümü, Orman Kanununun 122. maddesi gereğince "gerçek zarar üzerinden", talep halinde faiziyle birlikte sanıklara ödettirilmektedir. Bu nedenle, anılan Yasanın 114. maddesi gereğince alınan "ağaçlandırma masrafı", meydana gelen zararın doğrudan karşılığı değildir. Yakılan veya tahrip edilen saha makilikten ibaret olsa ve üzerinde bir tek ağaç bulunmasa dahi, ağaçlandırma masrafına hükmedilmekte, dolayısıyla gerçek bir zararın değil, ileriye muzaf ve yapılması tasavvur edilen bir yatırımın peşin ödettirilen karşılığını oluşturmaktadır.
Orman Kanununda herhangi bir hüküm bulunmasaydı dahi, orman sahalarının yanmasına sebep olan veya tahrip eden kişilerin, bu eylemleriyle meydana getirdikleri tüm zararın, Borçlar Kanununun 41 ve sonra gelen maddeleriyle, TCK.nun 37. maddesi hükümleri uyarınca tazmin ettirilmesi mümkün olacak, ancak; anılan yasa hükümlerine dayanılarak sanıklardan ayrıca ağaçlandırma gideri alınmayacaktı.
Orman Kanununun 114. maddesine konulan özel hükümle, bir yandan meydana getirdikleri tüm zararlar sanıklara tazmin ettirilirken, diğer yandan ağaçlandırma masrafı alınabilmektedir.
Nitekim, anılan 114. maddede "... bu kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca... ağaçlandırma masrafına da hükmolunur" denilmek suretiyle ağaçlandırma masrafının, tazminattan ayrı bir yaptırım olduğu vurgulanmıştır.
Açıklanan hususlar gözönünde tutulduğunda, özel bir yasa hükmü gereğince, resen hüküm altına alınan ağaçlandırma masrafı üzerinden ayrıca faize de hükmedilmesine yasal olanak bulunmadığından, C. Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üyeler: (Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu orman yangınına sebep olmanın bir haksız fhl teşkil ettiğini, gerek Orman Kanununun 57 ve sonraki, gerekse Anayasamızın konu ile ilgili hükümleri gereği, bu şekilde tahrip olan orman sahalarını ağaçlandırmaya orman idaresinin mecbur olduğunu, dolayısı ile ağaçlandırma giderinin tazmini nitelik taşıdığını, bir zararın tazmini söz konusu Olduğu hallerde, talep varsa faize de hükmolunması gerektiğini) İleri sürerek, itirazın reddine karar verilmesi yolunda oy kullanmışlardır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile, Yerel Mahkeme hükmünün, ağaçlandırma masrafına olay gününden itibaren yasal faiz yürütülmesinin yasaya aykırı olması nedeniyle de (BOZULMASINA), konunun 22.9.1986 günü yapılan birinci müzakeresinde yasal çoğunluk sağlanamadığından, 20.10. 1986 günü yapılan ikinci müzakerede ve oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini