Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/567
K: 1987/171
T: 06.04.1987
DAVA : Adam öldürmeğe tam teşebbüs ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık Kutbettin'in mahkumiyetine dair, (Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 9.4.1986 gün ve 215/143 sayılı hüküm, sanğın temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesin'ce incelenerek 5.11.1986 gün ve 3134/3929 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi gereğince Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün onanması istemini bildiren 15.12.1986 gün ve 144 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Ali'yi kasten öldürmeğe tam teşebbüsten ve izinsiz silah taşımaktan sanık Kutbettin'in TCK.nun 448, 62, 31, 33; 6136 sayılı Yasanın 13/1; TCK.nun 59, 36. maddeleri uyarınca hükümlendirilmesine ilişkin karar sanık tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 1. Ceza Dairesin'ce incelenerek (1-6136 sayılı Kanuna muhalefetten verilen ağır para cezasında, temel ceza tayin edilerek bundan sonra artırma ve eksiltme yapılması gerekirken TCK.nun 29. maddesine muhalefet edilerek 2790 sayılı Kanunun uygulanması,
2 - Sanığın amcası ile mağdurun amcasının kızı arasındaki ilişki nedeniyle köyü terk eden sanığın olay günü yanında tanık Hatun olduğu halde mağdurla karşılaştıklarında çıkan tartışma ve kavgada, sanığın çok yakın mesafeden 4 el ateş etme imkanı olduğu halde vücudun hayati bölgesine hedef almaması, kastının öldürme olmadığını gösterdiğinden, sanığın TCK'nun 456/2, 457, 59. maddeleri ile cezalandırılması gerekirken öldürmeye teşebbüsten mahkum edilerek suç vasfında hata edilmesi yasaya aykırıdır) biçimindeki gerekçesiyle bozulmuştur.
Daire kararına karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı: (Özel Daire ilamında, sanığın çoık yakın mesafeden 4 el ateş etmesini ve bunlardan sedece birinin mağduru yaralamasını öldürme kastının mevcut olmadığı sonucuna bağlamış ve bu sebeple mahalli mahkeme hükmü bozulmuştur.
Halbuki; kavga sırasında mobil hedef durumunda bulunan mağdura, sanığın tabanca gibi etkili bir silahla 4 el ısrarlı bir şekilde ateş etmesi ve O'nu Adli Tıp raporunda gösterilen şekilde yaralaması, öldürme kastının açık ve bariz delili iken yaralama kastı ile hareket edildiği yolundaki bozmada isabet mevcut bulunmamaktadır) biçimindeki açıklamalarla Özel Daire bozma kararının kaldırılarak yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Dosyaya göre:
Sağın amcası ile mağdurun amcasının kızı arasındaki ilişki nedeniyle iki aile arasının açıldığı bunun üzerine sanığın mensubu bulunduğu Turhan Ailesi'nin muhtemel bir olayı önlemek için köylerini terkederek başka bir köye yerleştirleri, mağdur müdahil Ali'nin olay günü saat 10.00 sıralarında hasta bulunan bir yaşındaki yeğenini annesi Hatun'la birlikte Diyarbakır Hastanesi'ne götürmek üzere köyden ayrılarak karayolu üzerindeki otobüs durağında vasıta beklemeye başladıkları, terkettiği köydeki arazilerini işlemek üzere gelmekte olan sanık Kutbettin'le burada karşılaştıkları, sanığın mağduru yanına çağırdığı, mağdurun "ne yapacaksın" diye söylenip sanığın yanına gitmediği, bu yüzden tartışmaya başladıkları, karşılıklı hakarette bulundukları ve birbirlerini dövmeye teşebbüs ettikleri, sanığın bu tartışma ve kavganın devamı sırasında hamili bulunduğu tabancasını çekerek, olayın yegane görgü tanığı Hatun'un anlatımına göre bir adım, mağdurun beyanına göre 5-6 metre mesafeden mağdurun ayaklarına doğru dört el ateş ettiği, üç kurşunun boşa gittiği, birinin sol uyluk bölgesine isabetle mağdurun hayatını tehlikeye maruz kılıp 25 gün iş ve gücünden kalır derecede yaraladığı anlaşılmıştır.
Açıklanan şu hale ve sanığın öldürmeye elverişli tabancayla etkili mesafeden, mağdurun baş, gögös ve karın gibi hayati önemi haiz bölgelerini hedef alması mümkün iken hiçbir mani sebep olmadığı halde böyle yapmayarak 4 kurşunu da yere ve ayak-bacak bölgesine ateş ederek yaralaması öldürme kastıyla hareket etmediğini göstermektedir. Hedefin mobil olması da bu oluşu ve kabulu değiştirmez.
Bu itibarla C. Başsavcılığı'nın isabetli bulunmayan itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı'nın 15.12.1986 gün ve 144 sayılı itirazının REDDİNE, 6.4.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini