 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/443
K: 1986/653
T: 29.12.1986
DAVA : Reşit olmayan mağdure Refiye'nin rızasıyla kızlığını bozmak ve birden çok cinsel ilişkide bulunmaktan sanık Ramazan'ın hükümlülüğüne dair, (Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 4.4.1984 gün ve 151-48 sayılı hüküm, sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 6.2.1986 gün ve 179-17 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığı'nın hükmün bozulmasına istemini bildiren 3.10.1986 gün ve 5/2520 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Reşit olmayan mağdure Refiye'nin rızasıyla kızlığını bozmak ve birden çok cinsel ilişkide bulunmak suçundan sanık Ramazan'ın, TCK.nun 416/3, 418/2, 80, 417, 59. maddeleri gereğince sonuç olarak 12 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin hükmü, Özel Daire:
(Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Küçük üzerinde nüfuz ve hakimiyetinin varlığı kabul edilen "ev hizmetkarı" sayılmayan ve mağdurenin babasının yanında sadece çobanlık yapan sanığın, aynı evde birlikte ikamet etmesi veya mağdurenin kendisine teslimi sözkonusu olmamasına göre, unsurlarının oluşmadığı gözetilmeyerek hakkında TCK.nun 417. maddesinin uygulanması suretiyle cezasının artırılması) isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme ise: (Köy yaşamının özellikleri ve görenekleri dikkate alındığında, hayvancılıkla geçinen kişilerin ağılları evlerine yakın olduğu gibi, koyunların günde üç öğün sağılması dolayısıyla,hayvanların barındığı ağıllar, hayvan sahiplerinin sık sık gelip gittiği, hatta zaman zaman yatılan yerlendendir.
Evin küçük kızının, ağılda bulunan sanık çobanın yanına sık sık gelip gitmesinden ve uzun süre birarada kalmalarının sağladığı kolaylıktan yararlanarak sanığın mağdurenin ırzına geçtiği anlaşıldığından, sanığa verilen ceza TCK.nun 417. maddesiyle artırılmıştır) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
Müdahil Hüsamettin'in yanında çoban olarak çalışan ve köyden uzakta, ıssız bir yerde, "kışla" tabir edilen ağılda kalan sanığın, kendisine yemek getiren ve suç tarihinde 18 yaşı içinde bulunan müdahilin kızı Refiye'nin, rızasıyla ırzına geçip kızlığını bozduğu, daha sonra aynı yerde cinsel ilişkide bulunmaya devam ettiği anlaşılmaktadır.
Yasa koyucu, TCK.nun 417. maddesinin uygulanabilmesi için, suçun "usulden biri, veli, vasi, mürebbi, muallim, hizmetkar" gibi sıfatları taşıyanlarca veya "terbiye ve nezaret veya muhafazaları altına bırakılan veya buna duçar olanların üzerlerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler" tarafından işlenmiş bulunmasını şart kılmıştır.
"Hizmetkarlar"ın 417. madde kapsamına alınış nedeni, aynı yerde birlikte ikamet etmekten dolayı mağdurlarla devamlı ilişki içinde olmalarının yarattığı güven ve yakınlık hislerinden yararlanarak ırza geçmek veya ırza tasaddi gibi eylemleri, sanıkların daha kolaylıkla işlemek imkanını bulmuş olmalırıdır.
Olayımızda, mağdurenin köyden uzak bir mahalde müdahile ait hayvanların çobanlığını yapan sanığa teslim edilmesi, siyanetine bırakılması veya mağdureyle sanığın aynı evde birlikte ikamet etmeleri gibi mağdure üzerinde sanığın hüküm veya nüfuzunun varlığını gösteren bir durum sözkonusu olmadığı halde, hükmolunan cezanın TCK.nun 417. maddesinin uygulanması suretiyle arttırılması yasaya aykırı olduğundan, sanık vekilinin temyiz itirazının bu nedenle kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, 29.12.1986 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.