 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/364
K: 1986/613
T: 22.12.1986
DAVA : Sanık Ali Erdinç Subaşıoğlu'nun, uygunsuz hareketlerde bulunan oğlu Altınç'ı kontrol için ona ait dükkana gittiği, oğlunun arkadaşlık yapmalarının istediği Volkan adındaki şahısla konuşmakta olduklarını ve buzdolaplarında et kalmadığını görünce hiç bir şey söylemeden yazıhanesine döndüğü; Atınç'ın babasının bu hareketine içerleyerek O'nun arkasından yazıhanesine gelip babasını görmeyince sinirlenerek yazıhanenin camlarını yumruklayıp kırdığı sanığın sesleri işitip baktığında oğlunun yazıhanesinin camlarını kırmakta olduğunu görünce yanına giderek kendisini teskin etmeye çalıştığı ve bunda başarılı olamayınca, oğluna "etrafa rezil oluyoruz" diye söylenip evlerine konuşmaya çağırdığı, Atınç'ın sanıkla birlikte dairelerinin kapısına kadar geldiği, burada apartmanın giriş kapısının camlı bölmelerini tekmeleyip kırmak suretiyle içeriye girdiği ve merdivenleri koşarak kendi dairelerine çıktığı, sanığında arkasından dairesine gelerek oğlunu "yapma etme sakin ol, gel seninle konuşalım" diye söyleyip teskin etmeye çalıştığı, ancak Atınç'ın kendisini dilmeyerek "hepinizi öldüreceğim, bana fazla karışma, ben bildiğim gibi hayatımı yaşayacağım" diye söylediği ve bir süre daha tehditler savurduktan sonra daireyi terkedip gittiği, ancak elinde bıçak olduğu halde tekrar içeriye girip kapıyı kapatıp bıçakla üzerine doğru geldiğini görünce korkuya kapılarak tabancasını alıp merdivenden oğlunu korkutup uzaklaştırmak maksadıyle ateş etmeye başladığı, çıkan kurşunlardan üçünün duvardaki elektrik sayaç kutusuna isabet ettiği, 4. merminin apartman giriş kapısının sol taraftaki camlı bölmeyi delip çıkarak yaya kaldırımda yürümekte bulunan Halil Karadeniz adındaki vatandaşın karnına isabetle yaraladığı, sanığın kaçan oğlunu kovalamaya başladığı ve kovalamayı 47 metre sürdürdüğü burada sıkışıp kalan Atınç'ı kolaylıkla vurup öldürmesi mümkün iken bunu yapmayarak Apartmanın merdiveninde olduğu gibi kendisini hedef almayarak 5 kurşununu yazıhanenin tavanına sıkıp oğlunu dükkanlarının bulunduğu çevreden uzaklaştırdığı merdivende iken attığı kurşunlardan birinin kaldırımda yürüyen bir şahsa isabetle yaralanmasına neden olduğunu farketmeyerek, komşu dükkana gidip tabancasını buradaki arkadaşına teslim ettiği anlaşılmış ve sanıkta savunmalarında; oğlunu korkutmak maksadiyle ateş ettiğini, eğer isteseydi kendisini iki metre mesafeden rahatlıkla öldürebileceğini beyan etmiştir.
Açıklanan bu oluşuma göre; sanığın korkutmak maksadıyla ateş ettiğini kabul etmek gerekir. Zira, sanığın kastı öldürmek olsaydı, 1-1.5 metre genişliğindeki merdivenleri çıkarak kendisine doğru gelmekte bulunan oğluna iki metre 80 santimetrelik mesafeden öldürücü nahiyelerine ateş edip vurması mümkün iken böyle yapmayarak duvara ve kapıya ateş etmesi ve 47 metrelik kovalama sırasında da vurup öldürmesi mümkün iken bunu da yapmaması ve nihayet kendisini yazıhaneye atan oğlunu, orada yaralaması mümkün iken tavana ateş etmesi, öldürmek maksadiyle hareket etmediğinin belirgin delilleridir.
Şu hale göre, Özel Daire bozma kararı yerinde olup, uyulmak gerekirken oluşa ve toplanan delillere ters düşen bazı gerekçelerle ilk hükümde direnilmeye karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.