 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/326
K: 1987/32
T: 02.02.1987
DAVA : 2918 Sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmaktan sanık Mehmet Nail Yılmaz'ın hükümlülüğüne dair Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 6.9.1985 gün ve 12447/1379 sayılı hüküm, C. Savcısı ve sanık vekilinin temyizleri üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 21.3.1986 gün ve 85/455 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi, sanık vekili tarafından süresinde bozulması, istemini bildiren 3.6.1986 gün ve 7/8793 sayılı Tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Karayolları Trafik Kanunun aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Mehmet Nail Yılmaz'ın, Karayolunda alkollü araç kullandığı anlaşıldığından, hafif hapis, 300 lira hafif para cezası tayin ve takdir olunmasına, sanığa takdir olunan hafif para cezasının 5455 sayılı kanunun 2. maddesi gereğince 15 misli artırılarak 4500 lira hafif para cezası ile cezalandırılmsına, sanığın 1803 Sayılı Af Kanunu kapsamına girmeyen 2.3.1975 tarihinde işlediği suçtan dolayı 9.10.1975 tarihinde kesinleşen Üsküdar Sulh Ceza Mahkemesinin 2.7.1975 gün ve 442/1156 sayılı ilamı ile yine alkollü vasıta kullanmaktan 6085 sayılı kanunun 58/C ve 647 sayılı kanunun 6. maddesi uygulanmak suretiyle ertelenmiş 15 gün hafif hapis, 30 lira hafif para cezası ile mahkumiyeti bulunduğu anlaşıldığından, sanığa verilen hafif hapis cezasının bu nedenle para cezasına veya tedbire cevirilmesine olanak bulunmadığına, ancak aradan geçen süre itibariyle sanığın ertelenmiş sabıkasının TCK.nun 95. maddesi gereğince çektirilmesine ilişkin hükmü, Özel Daire;
(1- Hüküm sırasında yürürlükte olan 2918 sayılı yasanın 48 ve yönetmeliğin 110. maddesi hükmünce sanığın kullandığı araç cinsi ve durumunun incelenmesiyle TCK.nun 2. maddesi hükmü gözetilerek bir hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Kabule göre; hüküm sırasında yürürlükte olan 2918 sayılı yasanın 48. maddesinde öngörülen hafif para cezasının lehe bulunması nedeniyle TCK.nun 2. maddesi de dikkate alınarak bir hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- TCK.nun 95/son maddesine nazaran mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılacağı gözetilmeden bu gerekçeye müsteniden sanığa tayin olunan hafif hapis cezasının 647 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmemesi) isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme ise;
(Suçun işlendiği 13.6.1985 tarihinde 6085 sayılı yasanın yürürlükte olduğu ve 31. maddesi gereğince vasıtanın sürücüsünün sıfatı, kullanılan aracın cinsi, aldığı alkool miktarı söz konusu olmadan alkollü araç kullanmanın yasaklanığı ve hüküm tarihinde yürürlüğe giren 2913 sayılı yasanın 48. maddesinin 1.fıkrasında, alkollü içki almış sürücülerin, güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kimselerin karayolunda araç sürmelerinin yasaklandığı, bu maddenin 4. fıkrası gereğince de yönetmelikte belirtilen miktarın üzerinde alkollü içki kullandığı tesbit olunanlar hakkında uygulanacak cezai hükümleri koymuş olduğu; 2918 sayılı kanunun uygulanması ile ilgili Yönetmeliğin 110. maddesinde, 48. maddenin 1.fıkrası alkollü içki kullanması nedeni ile güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin araç sürmelerini yasakladığı halde, Yönetmeliğin 110. maddesi (B) bendinin 1.fıkrasında araç cinsleri belirtilip, bu araçlarla kamu hizmeti yük ve yolcu taşımacılığı yapan sürücüler ile, resmi araç sürücülerinin alkollü içki kullanmış olarak bu araçları süremiyecekleri yönünden araç cinsi ve sürücüsünün sıfatları nazarı itibara alınmış ve aynı maddenin 2.fıkrasında, 1. fıkra dışında kalan kişilerin 0.50 promilin üzerinde alkol almış olarak araç kullanmaları yasaklanmıştır.
Bu ayrım 48. madde hükümlerine tamamen ters düşmektedir.
Yargıtay'ın bozma nedeni benimsendiği takdirde, 2918 sayılı kanunun yürürlüğünden evvel kesinleşmiş olup da infaz edilmeyen 6085 sayılı kanuna göre alkolig içki kullananların da, dosyalarının yeniden ele alınıp karar verilmesi gibi olanak dışı bir durum yaratılmış olacağından, suçun işlendiği tarihte sanığın aldığı alkol miktarı, sıfatı, kullandığı aracın cinsi ne olursa olsun suçun oluşmuş olduğu kabul edilmiştir.
Sanığa verilen hafif hapis cezasının, 647 sayılı kanunun 4. maddesinin 2.fıkrası açık hükmüne göre, mahkememizce verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. TCK.nun 95. maddesinin son fıkrası hükmü, ertelenmiş cezanın bu maddede öngörülen sürelerin geçmesinden sonra vaki olmamış sayılamasına ilişkindir) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunca 28.4.1986 gün , 587/272 sayılı ve sonraki cürümden dolayı verilen mahkumiyet hükmünden itibaren beş seneden fazla bir zaman geçmiş ve bu süre içinde hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmamış olması nedeniyle, TCK.nun 95. maddesi uyarınca "vaki olmamış sayılan" önceki mahkumiyeti; 647 sayılı yasanın 4. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmediği gibi; 2918 sayılı yeni Karayolları Trafik Yasasının 48/4. maddesine göre, Yönetmelikte belirtilen miktar üzerinde alkollü içki kullandıkları belirlenenlerin 2000 lira dan 5000 liraya kadar hafif para cezası ve 15 günden 2 aya kadar hafif hapse mahkum edilebilecekleri, suçun tekrararından bu cezaların artırılacağı hükme bağlanmıştır.
Açıklanan yasa hükmüne göre, alkollü olarak araç kullanma eyleminin suç oluşturup oluşturmayacağı alınan alkol miktarı ile bağlantılıdır.
Yeni yasa doğrultusunda hazırlanarak 12 Eylül 1985 gün ve 18866 sayılı Resmi Gazetenin mükerrir sayısında yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 110. maddesi, alkollü içki almış olarak özel araç kullanan sürücülerin kanlarındaki alkol miktarının 0.50 promilin üstünde olması halinde araç kullanamayacağı belirtiltiğine göre; bu miktarın üzerindeki hallerin suç oluşturacağı ve 48. madde uyarınca sürücünün cezalandırılacağı, bu miktarın altındaki hallerde özel oto sürücülerinin eylemlerinin suç oluşturmayacağı anlaşılmaktadır.
Yürürlükten kaldırılan 6085 sayılı yasanın 58/C maddesi, alkol miktarından herhangi bir ayırım yapılmaksızın alkollü içki kulanan şoför veya sürücünün 300 liradan aşağı olmamak üzere hafif para ve 15 günden iki aya kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılacaklarını yaptırıma bağlanmıştır.
Her iki yasa hükümleri karşılaştırıldığında, para cezası yönünden önceki hüküm lehe görülmekte ise de; alkol miktarıa göre ceza yaptırımı düzenleyen sonraki yasanın sanık lehine olduğu aşikardır ve TCK.nun 2/2. maddesi uyarınca lehel olan yasa tatbik ve infaz olunmalıdır.
Bu itibarla sanık vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, 2.2.1987 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.