 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/277
K: 1988/312
T: 26.09.1988
DAVA : Hırsılık suçundan sanık Hasan'ın "eyleminin kendiliğinden hak alma suçunu oluşturduğu anlaşıldığından TCK.nun 308/1, 119/5. maddeleri gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına" ilişkin olarak (Lüleburgaz Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 11.11.1986 gün ve 582/894 sayı ile verilen hükmün, müşteki vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen 6. Ceza Dairesi, 5.11.1987 gün ve 7170/9112 sayı ile:
(Oluşa uygun kabule göre eylemin hırsızlık olacağı ve şuf'a hakkının hırsızlığı kendiliğinden hak almaya dönüştürmeyeceği gözetilmeden yazılı gerekçe ile hükmün kurulması) isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel mahkeme ise; 19.2.1988 gün ve 582/894 sayı ile karar yerinde yazılı gerekçelerle önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hüküm de, müşteki vekili ve yerel C. Savcısı tarafından süresinde verilen dilekçelerle temyiz edilmiş olduğundan C. Başsavcılığı'nın " kamu davasına katılma talebi bulunmayan ve katılmasına karar verilmeyen müşteki vekilinin temyiz istemine hasren inceleme yapılmayacağından, Özel Dairenin 5.11.1987 gün ve 7170/9112 sayılı bozma kararının kaldırılması" istemini havi 12.5.1988 gün ve 3014 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmiş olduğundan; Ceza Genel Kurulu'nda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Müşteki Salim vekilinin, vekaletnamesini de ekleyip hakime havale ettirdiği 28.7.1986 tarihli dilekçesiyle, isimlerini belirttiği tanıkların dinlenmesine karar verilmesini istediği; yerel mahkemenin de 19.9.1986 tarihli oturumda "dosyaya müşteki vekili olarak vekaletname ibraz eden Avukat Sefer'in müşteki samil vekili olarak duruşmaya kabulüne" karar verdiği görülmüştür.
Yerleşmiş içtihatlara göre, kamu davasının açılmasından sonra yerel mahkemeye verilen dilekçelerle soruşturmanın genişletilmesi yolunda istemde bulunmak davaya müdahale niteliğindedir. ve suçtan zarar gören kimsenin, müdahil sıfatını almadan kamu davasını takibine yasal olanak bulunmamaktadır. CMUK.nun 365. ve 372. maddlerinde müdahale isteminin zımmen de kabul edilebilecği yolunda bir hükme yer verilmemiş olduğundan; müdahale isteminin kabulü hususunda açıkca bir karar verilmeden, müdahil sıfatıyla davayı takip ve hükmü temyiz etmesine olanak bulunmadığından, müşteki Salim'in müdahale talebi hakkında bir karar verilmesinin sağlanması için, hükmün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
Ceza Genel Kurulu'nun 4.10.1976 gün ve 3-380/402; 2.2.1976 gün ve 8-9/27.1.1986 gün ve 507/29; 29.12.1986 gün ve 9-485/665 sayılı kararları da aynı mahiyettedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki istemden değişik gerekçe ile, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, 26.9.1988 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.