 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/231
K: 1986/400
T: 13.10.1986
DAVA : Olay tarihinde Başkatip sıfatıyla İstanbul 6. Noterliğine vekalet eden sanığın, Nihal Pınar adındaki kadın adına yazılan ve (Ağaç işçiliğinde kullanılan masifleme) makinası ithalinde kullanılmak üzere düzenlenen başvurma beyannamesini hiçbir incelemeye tabi tutmadan, bu cümleden olarak beyannameyi getiren kişiden nüfus hüviyeti ve pasaport istenip incelenerek bunlara tasdiki istenilen belgede adı yazılı Nihal Pınar arasında mütabakat sağlanmadan (Bu beyanname altındaki imzanın sahibi ve hüviyeti ibraz ettiği birinci sahifede tüm kayıtları yazılı nüfus kaydı ve pasaportunun tetkikinden anlaşılan Nihal Pınar'a ait olduğunu ve huzurumda imzalandğını tasdik ederim) şerhini verdiği anlaşılmıştır.
KARAR : 1512 sayılı Noterlik Kanununun "noterlik işlemlerinin şekli" başlıklı 72. maddesi ile (..Noter, iş yaptıracak kimselerin kimlik, adrek ve yeteneğini ve gerçek isteklerini öğrenmekle yükümlüdür.
Kimlik tesbitinde izlenecek yol:
Noter belgelendirme isteminde bulunan ilgili ve işleme katılan kimselerin kimliğini tesbit edebilmek için nüfus hüviyet cüzdanı buna dayalı olarak resmi mercilerden verilmiş pasaport, ehliyet fotoğraflı kimlik kartı vesair kimlik belirten belgeleri aramak zorundadır..) hükmü getirilmiş bulunmaktadır.
Madde ile getirilen bu hükümler emredici niteliktedir.
Olayın açıklanan şu haline ve sözü edilen maddenin açık hükmüne göre sanığın eyleminde, TCK.'nun 240. maddesinde yer alan görevi kötüye kullanma suçunun tüm ögeleri oluşmuştur.
Açıklanan şu hale ve eylemin mümas bulunduğu TCK.'nun 240. maddesinde yazılı cezanın nevi ve miktarına ve zaman aşımının, kamu davası açılması, sorguya çekilmesi ile bir kaç kez kesildiğinin anlaşılmasına ve suçun işlendiği .. 24.8.1978 tarihinden bu yana TCK. 102/4., 104/2. maddelerinde yazılı yedi sene altı aylık zaman aşımı süresinin filhal gerçekleşmiş bulunmasına göre, Yerel C.Savcısının temyiz itirazlarının kabulüyle direnme hükmünün bu yönden bozulmasına ve kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Çoğunluk oyuna karşı olan üyeler: sanığın sabit bulunan eyleminin görevi savsaklamak olduğu gerekçesiyle çoğunluk oyuna katılmamışlardır.