 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/1-149
K: 1986/453
T: 20.10.1986
- HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT (Hükümlülük Süresinden Fazla Tutukluluk-Tazminat Miktarının Belirlenmesinde Dikkate Alınacak Hususlar)
- HAKSIZ TUTUKLANAN KİŞİYE ÖDENECEK VEKALET ÜCRETİ ( Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine Göre-Davanın Ağır Ceza Mahkemesinde Görülmüş Olmasının Durumu Değiştirmemesi )
- VEKALET ÜCRETİNİN AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİNE GÖRE ÖDENMESİ ( Haksız Tutuklama-Davanın Ağır Ceza Mahkemesinde Görülmüş Olmasının Durumu Değiştirmemesi )
466/m.1/7
765/m.448,62
DAVA : Adam öldürmeye teşebbüs, kavgada silah teşhisi ve tehdit suçlarından sanık olarak, Konya Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda beraatine karar verilen Ziyşan Yaman'ın tutuklu kaldığı günlere ilişkin olarak 466 sayılı Yasaya göre vaki tazminat isteği üzerine, lehine maddi ve manevi tazminat tayin ve takdirine dair Karaman Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 23.5.1985 gün ve 51-61 sayılı hüküm, davalı vekili ve davacı vekilinin temyizleri üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince incelenerek, 9.10.1985 gün ve 3020-3536 sayılı ilamıyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 14.11.1985 gün ve 127-132 sayılı son hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalı ve davacı vekili tarafından süresinde verilen dilekçelerle istenilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığının hükmün bozulması istemini bildiren 14.2.1986 gün ve 1-4853 sayılı tebliğnamesiyle, 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 466 sayılı yasa hükümleri uyarınca tazminat isteminde bulunan davacı Ziyşan Yaman'ın isteminin kısmen kabulü ile, 63170 lira maddi, 20.000 lira manevi tazminatın davalı hazineden alınarak adıgeçen davacıya ödettirilmesine ilişkin hükmü; Özel Daire;
( A-Davacı, evveliyet dosyasında alınan 12.8.1981 tarihli ifadesinde "bize hakaret ettiler, kavgaya başladık, Mustafa bıçaklanmış" şeklindeki ikrarı ile tutuklanmasına sebebiyet vermiş olmasına nazaran davanın reddi yerine tazminata hükmedilmesi,
B- Kabule göre de; davacının aktif olmayan ziraat mevsiminde zamanaşımını başka türlü değerlendirebileceği düşünülmeden, tatminkar olmayan bilirkişi beyanına isnat edilerek eksik tazminata hükmedilmesi,
C-2/10/1984 günlü Yargıtay ilamında sanık Ziyşan Yaman'ın temyiz itirazları red edilerek hüküm onanmış olmasına rağmen, adı geçen şahıs hakkında verilen mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden önce açmış olduğu tazminat davasının rüyet edilerek hükme bağlanması ) isabetsizliklerinden bozmuş;
Yerel mahkeme ise;
( Davacı Ziyşan Yaman, tutuklanmadan önce üç ayrı ifade vermiş, bu ifadelerinde Mustafa Karadağ'ı yaraladığından bahsetmemiş, aksine maduru bıçaklayanın kardeşi Zevat Yaman olduğunu söylemiştir.
( Davacı, dava dilekçesinde ziraatle iştigal ettiğini belirtip, sadece çiftçilik yapamamasından dolayı tazminat istemiştir. Başka işlerle uğraştığı veya uğraşma ihtimali olduğundan bahsetmemiştir. Çiftçi olan birinin, bu meslek dışında hangi mesleklerle uğraşacağını mücerret tayin ve tesbit etmeye de fiilen imkan yoktur. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre bir çiftçinin, pasif ziraat mevsiminde, ziraat işçileri için geçerli asgari ücret üzerinden tazminat hak etmesi mümkün değildir.
Davacı Ziyşan Yaman, kendisinin ve kardeşi Zevat Yaman'ın mahkumiyetiyle ilgili Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinden 13.2.1984 tarih ve 111/17 sayılı kararı temyiz etmemiştir. Davacı vekilinin dilekçesine eklediği karar suretine mahkemece verilen meşruhattan açıkca görüleceği üzere, bu karar 21.2.1984 tarihinde kesinleşmiş ve 13.3.1984 tarihinde de infaz işlemi bitirilmiştir. Tazminat istemi ise, 9.4.1984 tarihinde yapılmıştır.
Özel Dairenin 2.10.1984 gün ve 2596-3913 sayılı onama kararında "sanık Ziyşan'ın bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine" denmekte ise de, davacı Ziyşan'ın adının daktilo hatası veya sehven yazıldığı ilk bakışta anlaşılmaktadır.
Davacının ceza davasındaki hükmün kesinleşmesinden önce dava açma durumu bahis konusu değildir ) gerekçesiyle önceki kararda direnmiştir.
Dosyanın Genel Kurulumuzda yapılan incelemesi sonunda, aşağıda gösterilen hususlar karara bağlanmıştır.
A- Olay günü, Ramazan ve Mustafa Karadağ ile, Ziyşan ve Zevat Yaman arasında çıkan kavga sırasında Mustafa Karadağ, bıçakla ve ağır şekilde yaralanmıştır.
Olayın sanıklarından Ziyşan Yaman, uyum gösteren ifadelerinde Mustafa Karadağ'ı kendisinin değil, kardeşi Zevat Yaman'ın bıçaklandığını" iddia etmiş sanık Zevat Yaman'ın da bıçakla yaralamak eylemini tek başına kendisinin gerçekleştirdiğini kabul etmesi üzerine, öldürmeğe teşübbüs suçundan sanık Zevat Yaman TCK.nun 448, 62; maddeleri uyarınca mahkumiyetine ilişkin 13.2.1984 gün ve 111/17 sayılı yerel mahkeme hükmü, Özel Dairece incelenerek, 2.10.1984 gün ve 2596-3913 sayı ile, onanmasına karar verilmiştir.
Bu durumda, Ziyşan Yaman'ın kendi haksız hareketleriyle tutuklanmasına sebebiyet verdiğini esasen kabule olanak bulunmadığı gibi; adı geçen sanığa yukarıda açıklandığı şekilde verilen ceza ondört gün hapis cezasıdır, tutuklu kaldığı süre ise 270 gündür. 466 sayılı yasanın 1. maddesinin 7. bendinde "muhkum olup da tutuklu kaldığı süre hükümlülük süresinden fazla olan veya tutuklandıktan sonra sadece para cezasına mahkum olan kimselerin uğrayacakları her türlü zararların Devletçe ödeneceği "hükmüne yer verilmiş olduğu da gözönünde tutulduğunda; kendi haksız hareketleriyle tutuklanmasına sebebiyet verdiğinin kabulü halinde dahi, hükümlülük süresinden fazla olarak tutuklu kıldığı günler için, adı geçen davacıya tazminat ödemesi gerekmektedir.
B- Haksız tutuklama tazminatı talep eden kimsenin işi, mesleği iştigal konuları, o işe ait şartlar ve tutuklu kaldığı süre gözönünde tutularak, bu sürede bilfiil çalışarak değer ücret günlerin belirlenmesinden sonra, bu süre esas alınmak suretiyle kendisine verilecek tazminat miktarı hesaplanmalıdır.
C- Yerel mahkemenin 13.2.1984 gün ve 11/17 sayılı kararı, sanık Ziyşan Yaman veya vekili tarafından temyiz edilmediğinden kesinleşip, infaz işleminin 13.3.1984 günü tamamlanmasından sonra, davacı Ziyşan yaman vekilinin 9.4.1984 tarihli dilekçesiyle inceleme konumuzu teşkil eden tazminat davası açılmış olmasına göre; özel Dairenin 2.10.1984 gün ve 2596-3913 sayılı kararında "sanık Ziyşan Yaman'ın bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ibaresine de yer verilmesi hukuki bir değer taşımayacağından, davacı Ziyşan Yaman vekilinin tazminat davası için vaki başvurusunun da süresinde yapıldığının kabulü gerekmektedir.
Açıklanan hususlar gözönünde tutulduğunda, Yerel Mahkeme direnme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu kabulde zorunluluk bulunmakla birlikte, 22.11.1973 gün ve 7/1 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca 466 sayılı kanuna göre Ceza Mahkemesine başvurularak tazminat isteme halinde, dava tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin " dava ve takip dışıdaki hukuki yardımları ile ilgili bölümünde, dava dilekçesi yazılması nedeniyle belirlenen ücretin vekalet ücreti olarak takdiri gerektiği halde, Yerel Mahkemece, davacı lehine, Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen davalara ilişkin vekalet ücreti takdir edilmesi yasaya aykırı olduğundan, Hazine Avukatının temyiz itirazının bu nedenle kabulü ile, direnme hükmünün keza bu sebeple bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üyeler: ( Davacıya vekalet ücretinin içtihadı Birleştirme kararına aykırı şekilde takdir edildiği yolundaki görüşe kendilerinin de katıldığını ) belirtmekle birlikte bir üye : Temyiz istemi süresinde ise de, bozma kararının A ve B bendinde açıklanan nedenlerden dolayı ), iki üye ise: ( Özel Daire bozma kararında açıklanan üç nedenden dolayı da Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiğini ) ileri sürerek, bu yolda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün yukarıda açıklanan değişik gerekçe ile BOZULMASINA, üçte ikiyi geçen çoğunlukla; kabul edilen bozma nedeni gözönünde tutularak ve CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Yerel Mahkeme kararından 8500 lira vekalet ücretinin davalı hazineden alınıp davacı Ziyşan Yaman'a verilmesine denilmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 20.10.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.