 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/117
K: 1986/389
T: 22.09.1986
DAVA : Kasten adam öldürmek, bu suça iştirak etmek, 6136 sayılı Yasa'ya aykırılık ve adam öldürmeye teşebbüs suçlarından sanık olarak Konya - Ereğli Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamaları sonunda beraatlerine karar verilen H.H.K. ile H.K.nin tutuklu kaldığı günlere ilişkin olarak 466 sayılı Yasaya göre vaki tazminat istemi üzerine lehlerine maddi ve manevi tazminat tayin ve takdirine dair, Karaman Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilen 14.5.1985 gün ve 159-54 sayılı hüküm, Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek 22.10.1985 gün ve 3156-3641 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 27.11.1985 gün ve 132-138 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, Hazine vekili tarafından süresinde verilen dilekçeyle istenilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren, 3.3.1986 gün ve 1-213 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 466 sayılı Kanuna göre tazminat isteminde bulunan davacıların, tutuklu kaldıkları sürede çiftçi olarak çalışabilecekleri günler gözönünde tutularak, ceza davasında ödedikleri 5000'er lira maktu vekalet ücreti de dahil olduğu halde, H.H.K.nin uğradığı maddi zarar tutarı 112.104 lira ile, H.K.'nin uğradığı maddi zarar tutarı 112.584 liranın Hazine'den alınıp kendilerine verilmesine, keza manevi zarar karşılığı olarak takdir edilen 75.000'er liradan 150.000 lira manevi tazminatın da Hazine'den alınıp davacılara verilmesine ilişkin hükmü, Özel Daire:
(A - Davacılardan H.H.K.nin, 11.11.1979 tarihinde vukubulan öldürme olayından sonra firar sebebiyle C. Savcılığı'nın talebi üzerine Konya - Ereğli Sulh Ceza Mahkemesi'nce, 19.11.1979 gün ve 1979/266 müt. sayı ile hakkında gıyabi tutuklama kararı verildiği ve bunun üzerine yakalandığı ve böylece tazminat isteğine esas olan tutuklama işlemlerine bu haksız davranışı ile sebebiyet verdiği gözetilerek davacı H.H.K.nin tazminat talebinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,
B - 7.11.1983 tarihli dava dilekçesinde davacılar tarafından talep edilmediği halde, beraat dosyasında ödenen vekalet ücretinin Hazine'den tahsiline karar verilmesi isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel mahkeme ise, oyçokluğu ile: (Davacılardan (H.H.K.)nin, sonra firar ettiğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Ayrıntıları CGK.nun 11.10.1971 gün, 301-330 ve 5. CD. nin 14.4.1972 gün, 1587-1814 sayılı kararında da açıklandığı gibi, davacıların yargılandıkları ceza davası dolayısıyle ödemiş oldukları avukatlık ücreti, uğradıkları zarar kavramına dahil olduğundan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Bu giderin müstakilen istenmesi zorunlu değildir. Davacının maddi zararını istemesi bu kavrama dahil olan ve esas davada ödenmiş bulunan maktu vekalet ücretinin ödenmesine de şamildir. Başka deyişle davacı maddi tazminat istemekle, esas davada ödediği vekalet ücretini de istemiş demektir. Ayrıca ve açıkça dilekçesinde bunu belirtmesine gerek yoktur gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
A - Cumali adlı şahıs, 11.11.1979 günü öldürülmüştür. Bu olayın sanıklarından Mehmet, Hüseyin, Hikmet ve H.K. tutuklanmışlardır.
Halkapınar Bucak Takım Komutanı tarafından Ereğli C. Savcılığı'na yazılan yazıda olayda sanıklarla birlikte olduğu iddia edilen, Hüseyin'in babası H.H.K. ile, Mehmet bilahare gönderileceklerdir denilmektedir.
19.11.1979 tarihinde, C. Savcısının talebi üzerine, Ereğli Sulh Ceza Mahkemesi sanıklardan H.H.K. ve Mehmet'in de gıyaben tutuklanmalarına karar vermiş, 3 gün sonra gıyabi tutuklama kararı vicahiye çevrilirken yapılan sorgusunda sanık H.H.K.; olay gecesi jandarmalar geldiler. Suç işlemişsin diyerek oğlum H.K.'yi alıp götürdüler. 10 gün geçtikten sonra jandarmalar beni de çağırıp adliyeye sevk ettiler. Olayı görmedim. Olayla ilgim yoktur" demiştir.
Davacı H.H.K.'nin olaydan sonra firar ettiği hususunda dosyada herhangi bir belge bulunmadığı gibi; başka bir şekilde kendi haksız hareketiyle tutuklanmasına sebep olduğu hususunun da kanıtlanmadığını gözönünde tutarak adı geçen davacının tazminat istemini kabul eden Yerel Mahkemenin, Özel Daire bozma kararının "A" bendinde açıklanan bozma nedenine karşı direnme kararı vermesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan, hükmün bu yöne ilişen bölümünün onanmasına karar verilmelidir.
B - Ceza davalarında beraat eden sanıkların bu davalar dolayısıyla ödedikleri vekalet ücretini, 466 sayılı Yasa uyarınca açtıkları tazminat davalarında istemeye hakları varsa da; davacı H.H.K. vekilli, dava dilekçesinde müvekkilinin ortaklaşa ektirdiği 200 dönümlük vergi kayıtlı tarlası ve 250 adet küçükbaş hayvanı olduğu, tutuklu kaldığı sürede çiftçilik ve hayvancılığını yürütemediği"nden bahisle tazminat isteminde bulunduğu, daha önce beraatle sonuçlanan davaya ilişkin olarak davacının ödediği vekalet ücretini talep etmediği halde, Yerel Mahkemece, re'sen bu vekalet ücretinin de tazminine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, Hazine avukatının temyiz itirazının bu nedenle kabulü ile, direnme kararının bu hususa ilişkin bölümünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme kısmen uygun şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünde kararımızın "A" bendinde açıklanan ve sanığın kendi haksız hareketiyle tutuklanmasına sebep olmadığına değinen bölümün, üçte ikiyi geçen çoğunlukla ONANMASINA,
Kararımızın "B" kendinde açıklanan ve beraatle sonuçlanan davada sanığın ödediği vekalet ücretinin, 466 sayılı Yasa uyarınca açılan davada, talep olmadığı halde re'sen gözönünde tutulup hüküm altına alınmasının yasaya aykırı olması nedeniyle Yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA 22.9.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.