 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1986/103
K: 1986/291
T: 12.05.1986
DAVA : Gasptan sanıklar Recep, Sadri'nin hükümlülüklerine dair (Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 10.10.1985 gün ve 35-167 sayılı hüküm, re'sen temyize tabi olup, sanıklar vekilinin de temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin 29.1.1986 gün ve 12547-802 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılıı'nın CMUK.nun 322. maddesi gereğince Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 27.2.1986 gün 24 sayılı itaraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Gasp suçundan sanık Receb'in TCK.nun 64. maddesi delaletiyle 497/1. maddesi gereğince 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına gasp olunan otonun değeri pek fahiş kabul edildiğinden 522/1. maddesi gereğince cezanın takdiren 1/3 oranında artırılarak, ayrıca bu sanığa TCK.nun 59, 81/2-3, 525. maddeleri uygulanarak sonuç olarak onaltı yıl, sekiz ay, yirmi gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve cezasına eşit süreyle genel gözetim altında bulundurulmasına; Sadri'nin TCK.nun 64, 497/1, 59, 525. maddeleri altında gereğince onaltı yıl, sekiz ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezasına eşit süreyle genel gözetim altında bulundurulmasına, her iki sanık hakkında 31 ve 33. maddelerinin uygulanmasına ilişkin hüküm, Özel Dairece incelenerek onanmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca:
(a - Sanıklar otomobili gezmek üzere aldıklarını belirtmişlerdir. Bu savunmanın aksi kanıtlanmadığı gibi, olaya da uygun düşmektedir. Mahkemece bu durum dolaylı olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, yağmanın otomobilin mülkiyetine yönelik olduğu kabul edilemez, dolayısıyla TCY.nun 522. maddesi ile cezanın artırılması olanağı bulunmamaktadır.
b - Mahkemenin "otomobilin intifa kastıyla alındığı kabul edilse bile meydana getirilen hasar miktarı ile birlikte düşünülmesi gerektiğine" ilişkin gerekçe ile uygulaması da kabul edilemez.
Çünkü; Kaza sonucu ortaya çıkan hasar sanıkların kasdı dışında meydana gelmiştir. Bunu bilerek ve isteyerek yapmamışlardır. Suçun doğrudan doğruya sonucu da değildir. Eylem ile hasar arasında nedensellik bağlı bulunmamaktadır. Dolayısıyla ancak hukuki nitelikte bir ödence davasının konusu oluşturabilir.
Bu durumda kullanma yağmasında dikkate alınması gereken, benzin, aşınma gibi giderlerin miktarına göre uygulama yapılması gerekirken, buna geçirilen kaza sonucu meydana gelen zararına eklenerek cezanın TCY.nın 522. maddesi ile artırılması yasaya aykırı görüldüğünden, Özel Daire onama kararının kaldırılarak, Yerel Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
Sanıklar, madurun gezme amacıyla yağmaladıkları otomobilini devirerek ağır şekilde hasara uğramasına sebep olmuşlardır.
TCK.nun 522. maddesine göre "cürüm mevzu olan şeyin veya ika edilen zararın kıymeti" gözönünde tutularak, sanıklara verilen cezada artırma veya eksiltme yapılabilecektir. Eylemin doğrudan doğruya sonucu olmayan, fer'i veya taksirli hareket sonucu ortaya çıkan zararlar bu madde kapsamına girmezler ve ancak özel hukuk hükümlerine göre açılacak tazminat davasına konu teşkil edebilirler.
Olayımızda sanıklar, otomobilin mülkiyetine yönelselerdi, başka bir deyişle gezmek dolaşmak amacıyla değil, otomobil mal edinmek kasdıyla hareket etselerdi, suçun konusu olan otomobilin değerinin pek fahiş olduğu gözönünde tutularak sanıklara verilen cezanın artırılması gerekecekti.
Mağdura ait otomobilden geçici bir süre yararlanmak -intifa hırsızlığı" amacıyla hareket eden sanıkların, yaptğı kaza sonucu ortaya çıkan zarar, hırsızlık cürmi hareketinin doğrudan sonucu değildir. Hırsızlık suçu temaddi ederken, sanıklar kasıtla olmayan ve TCK.nun 565. maddesinin uygulamasını gerektirir başka bir suç işlemişler. otomobildekiler hasar bu nedenden doğmuştur. Hırsızlık ile hasar arasında nedensellik bağı bulunmamaktadır.
Bu şekilde meydana gelen hasarın, cürmi kasdın içinde yer alan aşınma, benzin vb. giderlere eklenerek cezanın artırılması yasaya aykırı olduğundan, C. Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile 6. Ceza Dairesi'nin 29.1.1986 gün ve 12547/802 sayılı onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün BOZULMASINA, 12.5.1986 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.