 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1986/9876
K: 1986/10942
T: 04.12.1986
DAVA : Davacı, vardiya priminin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : 1.10.1981 ila 30.9.1984 tarihleri arasını kapsayan TİS'nde vardiya sistemiyle çalıştırılan işçiler için vardiya primi ödeneceği öngörülmüştür. İşyerinde satış rezervasyon ve muhasebe işyerinde çalışan işçiler için bu dönemde 2'li vardiya usulü uygulanmış ve vardiya saatleri işveren tarafından 7.00 - 14.00 ve 14.00 21.00 olarak tespit edilmiş ve aynı zamanda peroyodik olarak 15 günde bir değiştirilmek suretiyle 12.12.1983 tarihine kadar bu sistem sürdürülmüş, TİS'nde öngörülen vardiya primleri de kendilerine görednmiştir. 12.12.1983 tarihinden itiraberen bu sistem terk edilmiş ve işverenin düzenlemesine göre bütüm işçilerin günlük çalışma saatleri 7.30 ila 17.30 arasına alınmış, ancak işin sürekliliği göz önünde tutularak çalışma saati 20.00'ye kadar uzatılmıştır. Bu çalışma şekline işçilerin itiraz etmeleri üzerine işverence yeniden değişiklik yapılmış ve 2.3.1984 tarihinden itibaren işçiller 2 gruba ayrılarak birinci gruptakiler 8.30 ila 17.30 ikinci gruptakiler saat 11.00 ila 20.00 arasında, Cumartesi ve Arife günlerinde ise, birinci grup 8.30-13.30, ikinci gruptakiler 13.00-18.00 arası çalıştırılmaya başlanmış ve periyodik sistemde uygulanmayarak bu çalışma düzeni sabitleştirilmi, vardiya priminin ödenmesi de durdurulmuştur. Davacı bu son çalışma düzeninde vardiyalı çalışma olduğunu iddia ederek yukarıda sözü edilen önceki TİS. ile onu takip eden l.10.1984 vardiya primleri arası için yürürlükte bulunan TİS'nde öngörülen vardiya primlerinin ödenmesini istemiştir.
Mahkeme, mütalaasına başvurduğu bilirkişinin dosyada bulunan raporunda yer alan açıklamalrına dayanarak 2.3.2984 - 29.5.1986 tarihleri arasına ait vardiya primlerinin tahsiline karar vermiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işverenin 2.3.1984 tarihinden itibaren uyguladığı çalışma düzeninin vardiyalı çalışma sayılıp sayılamayacağı noktasında toplanmaktadır. Vardiyalı çalışmaların uygulama biçimi hakkında toplu iş sözleşmesinde bir açıklık yoktur.
O halde, kanun ilgili tüzük hükümleri çerçevesinde irdelenmesi gerekmektedir.
1475 sayılı İş Kanunu'nun 72/b maddesi hükmüne dayanılarak 23.3.1973 gün ve 7/6116 sayılı Kararname ile çıkarılan Tüzüğün 1. maddesinde, hangi durumlarda postalar halinde işçi çalıştırılabileceği açıklanmıştır. Bunun için işin, niteliği itibariyle durmaksızın birbiri aradına çalışmayı zorunlu kılması icabetmektedir. Yine aynı tüzüğün 7 ve 8. maddelerine göre de, belirli zamanlarda postalar halinde çalıştırılan işçilerin periyodik bir çalışma sistemine tabi tutulmaları gerekmektedir. Tüzüğün bu maddelerei hükmünce birbiri ardına devam etmeyen ve periyodik uygulamayı gerektirmeyen bir çalışma düzeninin vardiyalı (postalar halinde ) çalışma sistemi olarak kabulü mümkün değildir. Davada söz konusu edilen çalışma düzeninde birbiri arıdına postalar halinde çalışma yoktur. Zira birinci grup işine devam ederken, bir kaç saat sonra 2. grup gelmekte ve yine bir kaç saat ara ile işi bırakmaktadırlar. Uyuşmazlık konusu dönemde her iki grup işçinin birbirini tamamlayan günlük çalışma süresi 8.30 ila 20.00 arasında olup, tümü 11.30 saatten ibarettir. bu sürenin kanuni günlük iş süreleri itibariyle 2 vardiya halinde çalışmayı gerektirecek bir süre olmadığının da kabulü gerekir. Bu nedenle davacının çalışmasında vardiyalı çalışma söz konusu olmayacağından, vardiya primi almaya hak kazanamaz. O halde davanın reddi gerekirken bilirkişinin yeni çalışma düzeni ile güdülen amaca uygun olmayan değerlendirmesine dayanılarak isteğin hüküm altına alınması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,4.12.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.