 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1986/8383
K: 1986/9306
T: 17.10.1986
DAVA : (K) İşverenleri Sendika adına avukat E. ile 1- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adına avukat İ., 2- (T) Sendikası adına avukat (A) aralarındaki dava hakkında, (Ankara 1. İş Mahkemesi)'nden verilen 8.9.1986 günlü ve 356/19 D. İş sayılı hüküm davacı ve davalılardan (T) Sendikası avukatınca temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bir iktisadi devlet teşekkülü olan Sümerbank'a bağlı dokuma işkoluna tabi 26 müessese hakkında işletme tipi TİS'i yapılmasına, ayrıca bu teşekküle bağlı Antalya Pamuklu Dokuma Sanayii Ab.Ş., Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Sanayii A.Ş. ile Makine Pamuklu Mensucat A.Ş. aralarındaki bağlı ortaklıklarda işyeri tipinde TİS'i yapılmasına dair kararına bu bağlı ortaklıkların katıldığı kamu işverenleri sendikasınca açılan dava sonunda mahkemenin davanın reddine dair karar hem davacı (K) İşverenleri Sendikası'nca hem de davada husumet tevcih edilen yukarıda belirlendiği şekilde yetki tespitine muhatap olan (T) Sendikası'nca temyiz edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, ortaya getirilen uyuşmazlık 2822 sayılı Yasa'nın 3299 sayılı Yasa ile değişik 3/2. maddesine ilişkindir. Anılan değişik Yasa maddesinde bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerine sahip bir işletmede ancak bir TİS'nin yapılabileceğine işaret edildikten sonra aynı fıkranın devamında, bu Kanun anlamında bu sözleşmeye işletme TİS'i adının verildiği bildirilmiştir.
Yasa, 3. maddesinde düzenlediği kurallarla eskiden mevcut olan işyeri ve işkolu TİS'i ikiliğini ortadan kaldırmış, yerine işyeri veya işyerleri TİS'i ile işletme tipi sözleşmeyi ikame etmiştir. Bu çözüm şekli özellikle işkolu TİS'nin yapılmasından doğan sorunların ortadan kaldırılmasını amaçlamış, bu arada bir yerdeki veya bölgedeki yahut aynı işkolundaki tüm işyerlerini kapsayacak bir TİS'nin yapılması yollarını da açık tutmuştur. Buna göre özel veya bir kamu kurum veya kuruluşna ait aynı işkolunda kurulu olmak şartıyla birçok işyerlerinin tümü için ancak bir işletme TİS'i yapılabilecektir. Yasa işletme sözleşmesini maddede tanımladığı halde bu tip sözleşmenin temel unsurunu oluşturan işletme kavramını bu Yasa anlamında tanımlayıcı bir kural getirmemiş ancak 3299 sayılı Kanun'la kamu kurum ve kuruluşlarına ait müessese ve işlerleri ayrı tüzel kişiliğe sahip olsalar dahi bu kurum ve kuruluşlar için bir tek işletme TİS'i yapılabileceğini hükme bağlamıştır.
Davadaki olayımızda bir üst kuruluş olarak ilgili yasasında yer alan Sümerbank iktisadi devlet teşekkülünün meydana getirdiği 31 müesseseden aynı işkolunda faaliyet gösteren 26'sında, işletme TİS'i yapılacağı ihtilaflı değildir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da tespitini bu doğrultuda yapmış ve tarafların buna bir itirazı da olmamıştır. Uyuşmazlık yine aynı işkolunda kurulu yukarıda adları sayılan üç bağlı ortakla ilgilidir.
Uyuşmazlığa sağlıklı ve olgun bir çözüm yolo getirmek için önce bu bağlı ortaklıkların hukuksal yapısına göz atmak gerekecektir. En son olarak kamu iktisadi teşabbüslerinin düzenleyen ve 18.6.1984 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 233 sayılı KHK'de, kamu iktisadi teşebbüsleri iktisadi devlet teşekkülü, kamu iktisadi kuruluşu ve müessese olarak tanımları yapıldıktan sonra aynı maddenin 5. bendinde bağlı ortaklık; sermayesinin % 50'den fazlası iktisadı devlet teşekkülüne veya kamu iktisadi kuruluşuna ait olan işletme ve işletmeler topluluğundan oluşan A.Ş.'ler olarak tanımlanmıştır.
KHK'nin 3. bölümünü oluşturan "Bağlı Ortaklıklar kısmında bu ortaklıkların "a) Bir müessesenin bağlı ortaklık haline getirilmesi, b) Teşebbüsün iştiraklerdeki hissesinin % 50'nin üzerine çıkması, c) Teşebbüsün sermayesinde %50'den fazla hisseye sahip olduğu yeni bir şirket kurulması, şeklinde" oluşacağı mevcut müesseselerin veya işletmelerin bağlı ortaklık haline getirilmesine koordinasyon kurulu tarafından, yeni bağlı ortaklık kurulmasına ise, Bakanlar Kurulu'nca karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Kararname'de iktisadi devlet teşekküllerinin amacı belirlenirken, ekonomik gerekçelere uygun sermayesinin tamamı devlete ait olan verimlilik ve karlılık ilkeleri doğrultusunda, kendi aralarında ve milli ekonomi ile uyum içinde çalışarak sermaye birikimlerine yardım etmek ve daha fazla yatırım kaynakları yaratmak ve kendi faaliyet alanı içinde memleket dahilinde hem iş tüketim ihtiyaçlarına cevap verebilecek hem de bu alanda ithalat ve ihracata yönelik faaliyette bulunmak suretiyle yurt ekonomisine önemli katkıda bulunmak üzere müesseselere bağlı ortaklıklar halinde teşkilatlanabileceğinden bu Kararname'de yer yer söz edilmiştir. Müesseseler aynı iktisadi devlet teşekkülü organizasyonu içinde yer alan ve mahalli imkan ve şartlarla ilgili teknik amaçla mal ve hizmet üreten üniteler olduğu gibi sırasıyla % 81.6, % 72.3, % 84.5 oranlarında sermaye iştiraki bulunan Antalya, Bergama ve Manisa'ya bağlı ortaklıklarının da aynı teşekkül organizasyonu içinde yerini alan A.Ş.'ler olarak kabul etmek ve kamu kurum ve kuruluşuna bağlılığını da göz önünde tutmak gerekecektir. Nitekim İş Kanunu'nun 14. maddesinde, kamu kuruluşları deyiminin genel, katma ve özel bütçeli idareler ile 468 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki kurumların anlaşılması gerektiğine işaret edilmiş, 468 sayılı Kanun'un 4. maddesinde de "ödenmiş sermayesinin yarısından fazlası kamu tüzel kişilerce sağlanmış olan kurumlar olduğu" vurgulanmıştır.
Müesseseler ve bağlı ortaklıklar tüzel kişiliğe sahip ve sermayeleriyle sınırlı sorumlulukları olmakla beraber bunların etüt ve projelerinin hazırlanması, tesis ve idaresi uğraşı alanlarında teknolojik araştırma, geliştirme etütlerinin yapılması ve bu konuda her cins üretim planlarının düzenlenmesi, bunlar dışında diğer plan, proje ve bütçe uygulamaları, yatırım ve finansman yönünden ve hatta personel ve işçi atama işlerinde hep asıl teşekküle bağlı kuruluşlardır. En yüksek seviyede karar organı yine teşekküldür.
Bu açıklamalarla, kamu kurum ve kuruluşlarına hem mali hem ekonomik ve hem de organizasyon yönünden bağlılığı, bütünlüğü anlaşılan adı geçen bağlı ortaklıkların teşekkül ve müesseselerle birlikte bir işletme TİS'i içinde yer alması ve yetki tespitinin de buna göre yapılması yasanın amacına uygun düşeceğinden aksi doğrulukdaki mahkeme kararının bozulması icap etmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerden davacı ve davalı (T) Sendikası yararına BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.10.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.