 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1986/6715
K: 1986/8604
T: 30.09.1986
DAVA : Davacı noksan ödenen ücret, prim ve sosyal yardım alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı idare avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davada söz konusu edilen Toplu İş Sözleşmesi 1.10.1984 tarihinden itibaren yürürlüğe konmak üzere 14.2.1985 tarihinde imzalanmıştır. Davalı işveren, dayanışma aidatı ödeyen davacı işçiye imza tarihinden sonrası için bu TİS'nin uygulamıştır. Davacı, dayanışma aidatı ödemek suretiyle 1.10.1984 yürürlük tarihi ile 14.2.1985 imza tarihi arasındaki süre içinde sözleşmeden yararlandırılması isteğiyle bu davayı açmıştır. Mahkeme isteği hüküm altına almıştır.
2822 sayılı TİS Grev ve Lokavt kanunu 9'cu maddesi ile kural olarak TİS'nden taraf işçi sendikasının üyelerinin yararlanacağı, imza tarihinde taraf sendikaya üye olanların yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise, üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanacakları hükmü getirilmiş, 2'nci fıkrasında ise imza sırasında üye bulunmayanların TİS'nden yararlanabilmelerinin taraf işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlı olduğu ve bu suretle yararlanmanın da talep tarihinden geçerli olacağı açıklanmıştır. Burada TİS'nin imzalanması tarihine önem verilmiştir. Zira Sendika üyelerinin dahi yürürlük tarihinden yararlanabilmeleri, imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olmaları şartına bağlanmıştır. Buna göre imza tarihinde üye olmayanlar yürürlük tarihinden itibaren yararlanmayacaklardır. Sonrada üyelik aidatı vermek isteseler dahi durum değişmeyecektir. Üyelere verilmeyen bir hakkın üye olmayan, fakat dayanışma aidatı ödemek isteyenlere verilmesi düşünülemez. Maddede dayanışma aidatı ödemek suretiyle TİS'nden yararlanmanın talep tarihinden itibaren geçerli olacağı ifadesininde, bu talebin imza tarihinden sonrası için nazara alınması gerekeceği anlamındadır. Bu yön buyurucu nitelikte olup, aksine sözleşme yapılamaz. Yapılsa dahi geçersizdir.
O halde, kanuna uygun bulunmayan isteğin reddine karar vermek gerekir. Yargıtay H.G.K. kararları da bu yöndedir. ( H.G.K. 15.2.1985, 1983/9-389, 1985/95 karar ve H.G.K. 23.5.1986, 1985/9-459, 1986/571 K)
SONUÇ : Temyiz olunan kararın dava reddedilmek üzere BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine oybirliğiyle 30.9.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.