 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1986/4792
K: 1986/6248
T: 19.06.1986
DAVA: Davacı, ihbar, kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin parası ve diğer sosyal yardımlardan doğan alacağın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm, süresi içinde davalı Tarım İşletmeleri avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: 1- İş akdi yaş haddi nedeni ile işveren tarafından sona erdirilmiş olmakla; davacı ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanmıştır. Bu itibarla 1475 sayılı İş Kanununun 13 ve 14 üncü maddeleri uyarınca ve burada öngörülen esaslar çerçevesinde ihbar ve kıdem tazminatı hesaplattırılarak alacaklı olduğu miktarlar tesbit ettirildikten ve evvelce kıdem tazminatından bir ödeme yapılmışsa bu da mahsup edildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, talep edilen miktarlar açıklattırılmadan ve herbiri için kabul edilen miktarlar gösterilmeden toplamı üzerinden hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Yıllık ücretli izin alacağı B.K.'nun 126 ncı maddesine göre 5 yıllık zamanaşımına tabidir ve zamanaşımının dava tarihinden geriye doğru hesaplanması gerekir. Davalı süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Dava tarihine göre zamanaşımının başlangıcı 27.8.1977 tarihi olmaktadır. Davacını izin ücretinden isteği bu tarihten önceye ait olup, tümü zamanaşımına uğramıştır. Bu nedenle yıllık ücretli izin isteğinin reddi gerekir.
3- Davacının işine 18.9.1975 tarihinde son verilmiştir. Davacı yaşlılık aylığı bağlanması için SSK.'na 14.7.1976 tarihinde başvurmuştur. Sigortalılığı bildirilmediğinden kurum tarafından isteği reddedilmiştir Bunun üzerine davacı sigortalı hizmet süresinin tesbiti için 17.3.1978 tariinde mahkemeye dava açmıştır. Mahkemece sigortalı olarak çalıştığı kabul edilerek isteği hüküm altına alınmış ve bu yöndeki karar kesinleştikten sonra Sigorta Kurumu'nca 1.5.1979 tarihinden başlamak üzere yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Davacı yaşlılık aylığının geç bağlanmasına davalının sebebiyet vermiş olduğunu iddia ederek kuruma başvurduğu 14.7.1976 ile 1.5.1979 tarihleri arasında yoksun kaldığı yaşlılık aylığı ve ilaveten ödenen sosyal yardımlar tutarının davalı işverenden tahsilini istemiştir.
Gerçekten davacının sigortalılığının bildirilmemesi nedeni ile davacının yaşlılık aylığı bakımından zarara uğradığı anlaşılmaktaır. Ancak yukarıda açıklandığı gibi, davacının da çalıştığı sırada sigortalı yaptırılması için bir girişimde bulunmamış, prim kesilmesini istememiş olduğu gibi, sigortalılığının tesbiti için fesih tarihinden hatta kuruma başvuru tarihinden çok sonra dava açmış olması itibariyle zararın artmasına önemli derecede sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yapılacak iş, 14.7.1976 ile 1.5.1979 tarihleri arasında davacıya kurumca yaşlılık aylığı ve sosyal yardım bağlanması idi. Bunun ne miktar olacağı kurumdan sorulup davacının zararının artmasına sebebiyet verdiği de dikkate alınarak B.K.'nun 44 üncü maddesi uygulanarak sonucu hasıl olacak duruma göre bir karar vermektir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, 19.6.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.