 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1986/4045
K: 1986/3218
T: 20.06.1986
DAVA : Davanın konusu, iş sözleşmesinin kötüniyetle ve ihbar önellerine uyulmaksızın bozulmuş olmasından doğan bir tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkeme, iddianın hukuki gerçeğe uygun olduğunu kabul ederek tazminat isteğini hüküm altına almıştır.
Buna karşı davalı Karayolları, fesih keyfiyetinin tamamen hukuki sebeblere dayandığını savunmuştur.
KARAR : Gerçekten davacı, grayder operatörü olarak ... Kontrol Mühendisliği emrinde çalışmakta iken, Karayolları ... 29.4.1963 günlü onayı ile 13 üncü şube emrine nakledilmiştir. Nakil yazısı 8.5.1963 tarihinde tebliğ edilmek istenmiş ise de, davacının tebellüğden çekinmesi sebebiyle durum bir tutanakla tesbit olunmuştur. Bunun üzerine davacı, işçi temsilcisi olması itibariyle yeni işyerine gitmeyeceğini bir dilekçe ile idareye bildirmiştir. Davalı idare bu dilekçeyi aldıktan sonra 15 gün beklemiş 24.5.1963 günü davacıyı müstafi saymıştır.
Bir kere tanıkların bir kısmı, Beş Yıllık Plana dahil bir yolun yapımı için muhtelif bölgelerden olduğu gibi... işyerinden de üç tecrübeli elemanın makinalarıyla birlikte .... nakledildiklerini bildirmişlerdir. Bu tanıklar, naklin, iş gereklerinden doğduğunun ve bir zaruretin ifadesi bulunduğunu söylemek istemişlerdir. Bu durumda nakil, Sanat Sınıfı Yeknesak İç Yönetmeliğinin 103. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmıştır.
Öte yandan işçi temsilcilerinin başka işyerine nakledilmeyeceklerine dair bir hüküm ne yasalarda ve ne de iç yönetmelikte yer almıştır. Sözü geçen yönetmeliğin 101. maddesi, işçinin nakil isteklerine münhasırdır. Keza, anılan yönetmeliğin 104. maddesi (nakil yapılan sanat sınıfı personelinin, naklin kendisine tebliği tarihinden itibaren, belediye sınırları içinde aynı gün, belediye sınırları dışında 15 gün zarfından yeni görevine başlamağa mecbur olduğu ve bu süre hüküm koymuştur. Yönetmeliğe göre iş gereklerinden doğan ve idarece zaruret görülerek yapılan nakillerde, işçinin muvaffakatını almaya ihtiyaç yoktur.
Ayrıca söz konusu naklin, kötüniyetle yapılmış olduğu teyit eden objektif hiç bir delil de gösterilmiş değildir. O halde sözleşmesinin kötüniyetle ve ihbar önellerine uyulmaksızın bozulmuş olduğu düşünülemez. Mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek hüküm tesis edilmiş olması yasaya ve usule aykırıdır ve davalı tarafın temyiz itirazı bu bakımdan yerindedir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeblerden BOZULMASINA, 20.6.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.