 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1986/3377
K: 1986/4325
T: 24.04.1986
DAVA : Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası adına Avukat E. Şevket ile, 1-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2- Tek Gıda İş Sendikası adına Avukat Haluk aralarındaki dava hakkında, (Ankara 5. İş Mahkemesi)nden verilen 12.2.1986 günlü ve 238/145 sayılı hüküm davalardan T...... İş Sendikası Avukatınca temyiz edilmiş olmakla: dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, Türkiye .... Sanayi İşverenler Sendikası, davalı T.... İş Sendikası aleyhine açtığı bu dava ile üyesi işverenlere ait işyerlerini kapsayacak şekilde ve Türkiye çapında grup sözleşmesi yapmağa yetkili olduğunun tesbitine ve halen resmi arabuluculuk safhasına kadar gelmiş olan taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kabul ile grup sözleşmesi yapılabileceğinin tesbitine karar vermiştir.
Dosyadaki bilgilerden, davacı Türkiye...... İşverenleri Sendikası'nın üyesi bulunan ve dilekçe ekinde listede gösterilen muhtelif işverenlerin işyerlerinde "Grup Sözleşmesi" olarak isimlendirildiği TİS. yapmak amacı ile hareket ettiği ancak davalı işçi sendikasının 2822 sayılı TİSGLK.'da bu tür bir TİS.'nin öngörülmediğini ileri sürerek toplu görüşmeye iştirak etmemesi üzerine taraflar arasında uyuşmazlık çıktığı ve bu uyuşmazlığın yukarıda belirtilen biçim ve istek ile giderilmesinin istendiği görülüp anlaşılmıştır. Gerçekten 2822 sayılı Kanunda "İşyeri" ve "işletme TİS"ne yer verilmiş olup, açıkça "Grup Sözleşmesi" adı altında bir sözleşme türü düzenlenmiş değildir. Bu nedenle taraflardan biri diğerini yasal olarak grup sözleşmesi yapmağa zorlayamaz; ancak bu durum tarafların anlaşmaları suretiyle grup sözleşmesi yapmalarına da engel teşkil etmez.
Böyle olunca, taraflar arasında grup sözleşmesi yapmak hususunda uyuşmazlık çıkıp anlaşmaları suretiyle grup sözleşmesi yapmalarına da engel teşkil etmez.
Kaldı ki, 2822 sayılı Kanunda TİS. yapılması ile ilgili olarak özel bir prosedür öngörülmüş ve bu prosedor safhalarında çıkabilecek uyuşmazlıklar ve bu uyuşmazlıklada izlenecek usul ve esaslar ve bunların hukuki sonuçları yine bu prosedür içinde kanunda gösterilmiştir.
Bunlar arasında konu ile ilgili uyuşmazlığın tesbit davası yolu ile çözülebileceğine dair herhangi bir hüküm de yoktur.
O halde, davanın reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.4.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.