 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1986/3116
K: 1986/3882
T: 26.06.1986
DAVA : Davacı, 15 Aralık 1966 tarihinde İlgın PTT Müdürlüğü nezdinde geçici müteahhit olarak geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hüküm, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi :
KARAR : Davada, sonuç olarak, davacının 1966-1967 yılında İlgın PTT Müdürdüğü ile ilgili olarak geçen hizmetlerinin sigortalı hizmet olarak saptanmasına karar verilmesi istenmektedir. Olayda, iddia olunan çalışmaların hizmet aktine dayalı çalışma (sigortalı) olup olmadığı önem taşımaktadır. Davacı ile PTT Müdürlüğü arasındaki ilişkinin hangi akit türüne girdiği saptanmadan önce, çalışmanın şekli üzerinde durmak gerekecektir. Dosyaya konulan noter senedi ile diğer bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere, Ilgın PTT Müdürlüğüne ait paket torba mektup ve sair PTT maddelerinin taşınması ve yerlerine ulaştırılması işi için PTT İdaresi tarafından ihale açıldığı, ihalenin en uygun teklifi veren davacı üzerinde kaldığı, bunun üzerine 2490 sayılı Artırma ve Eksiltme Kanunu hükümleri gereğince noter kanalıyla re'sen taraflar arasında sözleşme yapıldığı ve davacının sözleşme hükümleri gereğince yüklendiği işi yerine getirdiği görülmektedir.
Davacının yaptığı iş PTT'ye ait yukarıda sayılan maddelerin taşınıp yerlerine ulaştırılması işi olduğuna göre sözleşmenin türü hizmet akdi olmayıp taşıma aktidir. Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre, "zaman"ve "bağımlılık" unsurları hizmet aktinin ayrıca ve belirleyici özellikleridir. Çalışan, Borçlar Kanunu'nun 313 üncü maddesinin öngördüğü çevre içinde "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde işini yapıyorsa aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. "Zaman" unsuru, çalışanın işgücünü, belirli ya da belirli olmayan süre içinde işverenin buyruğunda bulundurması olgusunu kapsar. Hiç kuşkusuz, çalışan bu süre içinde işveren veya vekilinin buyruğu ve denetimi altında (bağımlı olarak ) edimini yerine getirecektir. Burada söz konusu olan bağımlılık ise, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamıyacağı nitelikte bir bağımlılıktır. Bununla birlikte, sigortalı sayılabilmek için bunlardan ayrı olarak hizmet sözleşmesinin öngördüğü edimin işverene ait işyerinde görülmesi koşulunun da gerçekleşmiş bulunması gerekir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davacının çalışmalarının "hizmet akdi" olarak nitelendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.6.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.