Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1986/9912
K: 1986/12272
T: 29.12.1986
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında dava konusu 117,118, 119 sayılı taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek mahkemesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Mahkemesinde görülmekte olan davacı idare tarafından davalılar aleyhine açılan yargılamanın iadesine ilişkin dava görevsizlik kararı ile tapulama mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece aktarılan davanın yargılamanın iadesine ilişkin bulunduğu görevli mahkemece isteğin kabulüne karar verilmediği nedeniyle davanın görev yönünden reddine, tapulama tutanak ve eklerinin tapulamanın tamamlanması için tapulama müdürlüğüne iadesine karar verilmiş; hüküm, davacı orman idaresi tarafından temyiz edilmiştir.
Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Orman Genel Müdürlüğü adına vekili tarafından Selahi, Ahmet Hamdi, Mehmet Ali aleyhine 7.6.1968 tarihinde açılan tapu iptali davası red ile sonuçlanmış ve bu hüküm kesinleşmiştir. Daha sonra, Orman Genel Müdürlüğü adına vekili tarafından 24.9.1981 tarihli dilekçe ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 445/3. maddesine dayalı olarak yargılamanın yenilenmesi istenilmiş, kararı veren Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi 27.4.1982 tarihli karar ile yargılamanın yenilenmesi isteğini kabul etmiştir. Böylece, Asliye Hukuk Mahkemesinde davaya bakılmakta iken davanın konusu olan taşınmazlar ile ilgili olarak 766 sayılı Tapulama Kanununun 13 ve onu izleyen hükümleri gereğince 117, 118, 119 parsel sayısı altında tesbitleri yapılmıştır. 23.5.1956 gün 8/9 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı gereğince yargılamanın yenilenmesi bir davadır. Bu konudaki isteğin kabul edilmesi ile taşınmazların aynına yönelik olarak tapulama tesbitinden önce Asliye Hukuk Mahkemesince açılan ve görülmekte olan bir dava bulunmaktadır. 766 sayılı Tapulama Kanununun 50. maddesinde yerel hukuk mahkemelerinde görülmekte olan tapulama ile ilgili bulunan taşınmaz mal davaları hakkında dava konusu olan taşınmaz için tapulama tutanağı düzenlendiği tarihte Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinin sona ereceği ve dava dosyasının tapulama Mahkemesine doğrudan doğruya aktarılacağı öngörülmüştür. Olayda az yukarıda açıklandığı üzere genel mahkemede görülmekte olan bu davanın konusu taşınmazın üç ayrı parsel olarak tapulama tesbitleri yapılmıştır. Bu durumda genel mahkemede görülen davanın görevsizlik kararı ile tapulama mahkemesine aktarılması zorunludur. Nitekim Asliye Hukuk Mahkemesince dava dosyası aktarılmış ve Tapulama Mahkemesinde aynı Kanunun 61. maddesi gereğince öngörülen usul işlemleri tamamlanıp, taraf oluşturulduktan sonra davaya kaldığı yerden devam edilmiştir. Tapulama Mahkemesince de "Ancak, yargılamanın iadesi isteğinin hükmü veren mahkeme tarafından kabul edilmesinden sonra o mahkemece görevsizlik kararı verilebilir" suretiyle bu yön kabul edilmiş, ne varki, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin bu yönü de vurgulayan 29.1.1976 tarihli, 298/1441 sayılı bozma kararına yanlış anlam verilmek suretiyle ve sanki yargılamanın yenilenmesi isteği ilgili mahkemece kabul edilmemişcesine gerekçe gösterilerek yazılı biçimde hüküm kurulmuştur. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 448. maddesinde yargılamanın yenilenmesi isteğinin hükmü veren mahkeme tarafından incelenmesi öngörülmüş olması sonradan yürürlüğe konulan 766 sayılı Tapulama Kanununun görevle ilgili 48/1 ve 50. maddelerinin açık hükmüne rağmen, yargılamanın yenilenmesi isteğinin kabulü ile elde var olan ve görülmekte bulunan dava niteliğini kazanan davaya, Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması ve orada sonuca bağlanmasını gerektirmez. Aksi görüşün benimsenmesi halinde, Tapulama Kanununun 13, 48/1 ve 50. maddeleri hükmünün gözardı edilerek bu dava konusu taşınmazların tapulama tesbitlerinin atiye bırakılması gibi, yasanın amacına aykırı düşülmüş olur. Oysa Tapulama Kanunu ile güdülen amaç, tapulama tesbiti yapılan taşınmaza yönelik tüm uyuşmazlıkların Tapulama Mahkemesinde çözümlenmesi ve o taşınmaz hakkında yeni ve sağlıklı bir sicil oluşturmaktır. Mahkemece anılan Daire kararına yanlış anlam verilerek ve kararda belirtildiği gerekçeye aykırı düşen şekilde davanın görev yönünden reddine biçiminde hüküm kurulması isabetsiz, orman dairesinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesince harç alınmasına, 29.12.1986 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Yargılamanın iadesi istemini içeren dilekçenin hükmü veren mahkemeye verileceğine ve orada tetkik olunacağına ilişkin Usulün 448. maddesi hükmünü mutlak bir görev hükmü olarak anlamak gerekir. Böyle bir hüküm sevkedilirken, kesin hükmün değiştirilmesi sonucunu doğurabilecek yargılamanın iadesi davasının, konuyu daha yakından bilen hüküm mahkemesinde görülüp sonuçlandırmasının amaçlandığı kuşkusuzdur. Bu nedenle, hükmüne karşı yargılamanın iadesi yoluna başvurulan mahkeme daha sonra bölgeye tapulama girdiğinden bahisle de Tapulama Kanununun 50. maddesine dayanarak görevsizlik kararı veremez.
Gerek Yargıtay'ın konuya ilişkin çeşitli kararlarının, gerekse öğretide ağırlık kazanın fikirlerin aynı doğrultuda olduğunu görmekteyiz.
Diğer yandan, yargılamanın iadesi üzerine tesis olunacak hükmün ilk kararın aslının altına kaydedileceğine ilişkin Usulün 451. maddesi hükmü de, bu görüşü doğrular niteliktedir.
Yargılamanın yenilenmesi talebinin bir dava şeklinde görüleceği ve duruşma yapılarak incelenmesi gerektiği konusunda kuşku yoktur; ancak, kesin hükmün yeniden gözden geçirilmesi ve aynı dava hakkında yeni bir hüküm kurulması sonucu doğurabilecek olan yargılamanın iadesi yolu, kanunun tahdidi olarak belirlediği hallerle sınırlı, fevkalade bir kanun yoludur.
Kendisine bu yolda bir başvuru olan mahkemenin önce talebin dinlenebilir olup, olmadığını inceleyip saptaması, daha sonra istem yönünden araştırma ve inceleme yaparak ya talebin reddine ve ilk hükmün onanmasına karar vermesi ya da istemin kabulü ile yeni bir hüküm tesis etmesi gerekmektedir.
Bu özel durumların yargılamanın iadesi davasının görülmesinde gözardı edilmemesi gerektiği görüşündeyiz. Aksi görüşün kabulü halinde tapulama mahkemesinin,g enel mahkemece evvelce verilmiş olan hükmü onaması veya o kararın altına kaydedilmek suretiyle yeni bir hüküm tesis etmesi gerekecektir. Bunu da, görevleri ayrı mahkemeler yönünden mümkün görmemekteyiz.
Sayın çoğunluk, tapulama tesbitinden önce genel mahkemede bakılmakta olan yargılamanın iadesi davasının da diğer davalarda olduğu gibi görevsizlik kararı ile tapulama mahkemesine aktarılması gerektiğini kabul etmekle beraber, genel mahkemenin ancak, talebin dinlenebilirliği kararlaştırdıktan sonra görevsizlik kararı verebileceği yolundaki 1976 tarihli Dairemiz kararını da benimsemiş görülmektedir. Buna göre ikili bir görev dağıtılımı öngörülmekte, yargılamanın iadesi davasında önce genel mahkemenin, sonra tapulama mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmektedir. Bu görüşe katılmak olanağını bulamamaktayız.
Yukarıdan beri açıklamaya çalıştığımız üzere, fevkalade bir kanun yolu işletilerek açılmış olan ve dayanılan belli durumla sınırlı olarak yürütülmesi gereken yargılamanın iadesi davasını, ilk davayı gören ve hükmü veren mahkemece bakılıp sonuçlandırılması gerekli ve zorunludur.
Bu nedenle, sonucu itibariyle doğru olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan gerekçeler ile onanması gerektiği görüşündeyiz.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini