 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1986/9417
K:1990/714
T:24.01.1990
- KADASTRO TESBİTİ
- ZİLYEDLİK
- KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI
ÖZET : Bir çalışma alanı içersinde kuru toprakta 100, sulu toprakta 40 dönüm yüzölçümündeki taşınmazın zilyedlikle iktisabına olanak vardır.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 925 parsel sayılı 76.600 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından reddedilen davacı Halil, zilyetliğe dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın davacı Halil adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın 4753 sayılı Yasa hükümlerine dayanılarak oluşturulan ve tesbite esas alınan Hazineye ait 22.9.1961 gün ve 398 numaralı tapu kaydı ve dayanağı haritanın kapsamı içinde kaldığı yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kaldı ki, bu yön mahkemece yapılan keşif, yerel bilirkişi sözleri ve teknik bilirkişinin gerekçeli raporuyla belirlenmiştir. Yanlar arasındaki çekişme, Hazine adına tapu kaydının oluşturulduğu güne kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde toplanmaktadır. Davacı tarafın taşınmaza 1930 yılında el koyduğu ve o tarihten ben taşınmazın tümünün davacının zilyetliği altında bulunduğu yerel bilirkişi ve zilyetlik tanıkları tarafından haber verilmiştir. Diğer delil ve belgeler de bu yönü doğrulamıştır. Bu itibarla hüküm gününden sonra yürürlüğe giren ve derdest davalarda da uygulanması gereken 3402 sayılı Kadastro Kanununun 46. maddesinde yazılı koşullar davacı taraf yararına gerçekleşmiştir. Nevarki, davacı hiçbir belgeye dayanmamıştır. Taşınmaza yüzölçümü 76600 m2 olup, tesbit 2.6.1984 gününde yapılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünce bir kişinin belgesiz zilyetlikle bir çalışma alanı içerisinde edinebileceği taşınmaz yüzölçümü normlara bağlanmış, kanı toprakta 100, sulu toprakta ise 40 dönüm yüzölçümünde taşınmazın zilyetlikle iktisabına olanak sağlanmıştır. Kuru ve sulu toprak ayrımının ne suretle yapılacağı da sözü edilen Yasanın 14. maddesinde vurgulanmıştır. Bu durumda mahkemenin davacının çalışma alanı içerisinde belgesiz zilyetlik hükümlerine dayanılarak edindiği taşınmazların yüzölçümünün araştırılması ve bu araştırma sonucuna göre bir karar vermesi, aynı kişi tarafından kadastro mahkemesine zilyetliğe dayanılarak açılmış başka davalar varsa o davaların da dikkate alınması gerekir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi isabetsiz, Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 24.1.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.