 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1986/683
K: 1989/7573
T: 19.06.1989
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 3396 parsel sayılı 109.121 m2 yüzölçümündeki taşınmaz mer'a olarak sınırlandırılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Cuma K. ve Akkız A.'nın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı itirazları komisyonca reddedilmiş, tesbite itiraz etmeyen Elmas A. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece Hazine aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davanın köy yönünden kabulüne, parselin haritasında (A) harfiyle gösterilen 138.03 m2 yüzölçümündeki bölümünün davacı adına tarla niteliğiyle tapuya tescilline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro sırasında 3396 parsel sayılı taşınmaz mer'a niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Cuma K. ve Akkız A. taşınmazların birer bölümlerinin mer'a olmadığını, kültür toprağı olduğunu, bu kesimlerin zilyetlikleri altında bulunduğu ileri sürerek tesbite itiraz etmişlerdir. Tapulama komisyonu adı geçenlerin itirazlarını varit görmeyerek reddetmiştir. Komisyon kararı muterizlere tebliğ edildiği halde, yasal süre içerisinde dava açmamışlardır. Bu itibarla; komisyon kararı ve tesbit kesinleşmiştir. Davacı Elmas A. komisyon kararı ve tesbitin kesinleşmesinden sonra taşınhmazın bir bölümü hakkında dava açmış, köy tüzelkişiliği ile Hazineyi hasım göstermiştir. Mahkemece, Elmas A.'nın davası kabul edilerek taşınmazın krokide (A) harfiyle gösterilen 13803 m2 lik bölümünün davacı adına tapuya tesciline, davada Hazineye husumet teveccüh etmeyeceğinden, Hazineye yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir. Kamu malı niteliğinde bulunan mer'alların mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı ise ilgili köy ve köylere aittir. Bu itibarla, mer'a niteliği ile tesbit olunan taşınmazlara yönelik davalarda husumetin Hazineye yöneltilmesi zorunludur. Mahkemece bu ilke dikkate alınmadan Hazineye yönelik davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi doğru değildir. Diğer taraftan; komisyon kararına karşı muterizler yasal süre içerisinde dava açmadıkları için komisyon kararı ve tesbit tutanağı kesinleşmiştir. Tespitin ve komisyon kararının taraf olmayan davacı Elmas A., komisyon kararı ve tesbit tutanağının kesinleşmesinden sonra 20.3.1984 günlü dilekçe ile taşınmazın bir bölümü hakkında dava açmıştır. Komisyon kararı ve tesbitin kesinleşmesinden sonra açılan davalara tapulama, başka bir anlatımla kadastro mahkemesinde bakılamaz. Bu aşamadan sonra açılan davalara genel hükümlere göre görevli genel mahkemelerde bakılması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilerek, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, komisyon kararı ve eklerinin asıllarının gereği yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine, Komisyon kararı ve eklerinin örneklerinin dosyada alıkonularak dava dosyasının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi hükmünce görevli mahkemeye tevdiine karar verilmek gerekirken işin esası incelenerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, Hazinenin gerek husumete ve gerek esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA 19.6.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.