 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1986/4029
K:1989/10060
T:22.09.1989
* KADASTRO TESBİTİ
ÖZET:Değişebilir sınırlı vergi kayıtlarının kapsamı yüzölçümüne göre belirlenir.
(3402 s. Kadastro K m. 20)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki kağıtlar okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 4321 parsel sayılı 6900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, dava dışı 4229, 4230, 4231, 4232, 4233 sayılı parsellere uygulanan vergi kaydının yüzölçümü fazlası ve mera olarak sınırlandırılmıştır. İtirazı tapulama komisyonunca reddedilen davacı Eşe, miras yolu ile geçen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın davası Eşe adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
1937 yılı arazi yazımında 12 dönüm yüzölçümündeki taşınmaz ile ilgili olarak, Salih, Süleyman, Rabia ve Fatma adlarına oluşturulan 826/4506 hesap ve tahrir sayılı vergi kaydında doğu sınır mera olarak gösterilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 20. maddesi hükmünce bu tür sınırlı ve mülkiyet belgesi olmayan vergi kayıtlarının kapsamı yüzölçümüne göre belirlenir. Anılan vergi kaydı yüzölçümü ile dava dışı parsellere revizyon görmüştür. Bu itibarla; vergi kaydı dava konusu taşınmazı yüzölçümü ile kapsamaz. Kaldı ki; taşınmaza komşu 4318, 4319 ve 4324 sayılı parsellerde mera niteliği ile sınırlandırılmış ve bu sınırlandırma işlemi kesinleşmiştir. Böylece vergi kaydının mera sınırı eylemli durumla doğrulanmıştır. Resmi kaydı ve eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Bu durumda dava konusu taşınmazın geleneksel biçimde kullanıla gelen kamu malı mera olduğu ve bitişik meraya el atılarak elde edildiğinin kabulü gerekir. Meralar özel mülkiyete konu olamaz. Süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap edilemez. Mahkemece bu yönler gözönünde tutularak dava konusu taşınmazın Kadastro Kanununun 16. maddesi hükmünce sınırlandırılmasına karar verilmek gerekirken, mahkemece olgu ve bulguların ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 22.9.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.