 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1986/24166
K:1987/3972
T:30.03.1987
* KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI
* ZİLYETLİK
* İYİNİYET
ÖZET : Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin işlemesinde iyiniyet aranmaz. Çekişmeli taşınmazın yarı payına miras yolu ile sahip olan kişinin taşınmazın tamamını davalıya saltığı tarih ile, tapulama tesbit gün arasında 20 yıllık zilyetlik gerçekleştiğine göre, bu şekilde yapılan edinme [iktisap] geçerlidir.
(766 s. Tapulama K m. 33)
Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, iş incelendi, gereği görüşüldü:
Tapulama sırasında 251 parsel sayılı 4500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydına, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve satınalmaya dayanılarak davalı Mahmut adına tesbit edilmiştir. itirazı tapulama komisyonunca reddedilen Kemal ile diğer kardeşleri, taşınmazın 1/2'sinin miras payı olarak kendilerine ait olduğunu ileri sürerek dava açmışlardır. Verilen mehil gereği davacılar vekili Cuma'nın diğer mirascılarını davaya katmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın 240 pay itibariyle 120 payının, pay oranları belirtilerek davacılar Kemal, Ali, Mahi ve Aslı adlarına, 120 payının da davalı Mahmut adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Mahmut tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı Zahide mirascıları taşınmazın kök miras bırakanları 1324 yılında ölen Cuma'dan miras bırakanları ile Cuma oğlu davalının satıcısı Receb'e kaldığını, Cuma'nın ölümünden sonra terekesinin yöntemine uygun bir biçimde paylaşılmadığını, taşınmazın yarı payının kendilerine ve diğer yara payının davalının satıcısı Receb'e ait olduğunu, Receb'in ancak taşınmazdaki yarı payını satabileceğini, kendilerine ait payı satamayacağını ileri sürerek tespitin iptaline ve taşınmazın yarı payının adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. davalı Mahmut taşınmazın öncesinin Receb'e ait olduğunu, Receb'den 24.8.1962 günlü senetle satın aldığını ve o günden tespitin yapıldığı 17.11.1983 gününe kadar taşınmazın bila niza ve bile fasıla ve malik sıfatıyla zilyetliği altında bulunduğunu, taşınmazın tapusu olup, tapulama tespit gününde Tapulama Kanununun 33. maddesinde yazılı taşınmaz edinme koşullarının yararına gerçekleştiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Taşınmazın öncesinin davacılar ile davalının satıcısı Receb'e kök miras bırakanları 1324 yılında ölen Cuma adındaki kişiye ait olduğu, ölümü ile davalının satıcısı Receb ve davalı!arın miras bırakanı Zahide'ye kaldığı, kök murisin ölümünden sonra terekesinin mirascıları arasında yöntemine uygun bir biçimde paylaşılmadığı, ancak kök muristen kalan taşınmazların tamamına davalının satıcısı Receb'in zilyet bulunduğu, Receb'in 24.8.1962 tarihinde taşınmazı davalı Mahmut'a satıp zilyetliğini teslim ettiği, o tarihten tespit gününe kadar taşınmazın bll~ niza ve bil8 fasıla malik sıfatıyla davalının zilyetliği altında bulunduğu mahkemece yapılan keşif ve uygulama, mübrez senet içeriği, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile saptanmıştır. Mahkemece Receb'in ancak kök miras bırakanı Cuma'dan gelen yarı payını satmaya hakkı olduğu, diğer yarı payı satmaya yetkisinin bulunmadığı, mirascılar arasında kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinin işlemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın kabulü cihetine gidilmiştir. Oysa, kök miras bırakan Cuma'nın mirascılarından Receb taşınmazın tümüne zilyet iken 24.8. 1962 gününde taşınmazın tümünü davalıya satmış ve zilyetliğini teslim etmiştir. Taşınmazın tapusuz olduğu yönünde yanlar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının taşınmazı Receb'den satın aldığı 24.8.1962 günü ile tapulama tespitinin yapıldığı 17.11.1983 günü arasında 20 yıl geçmiştir. Davalının taşınmazı satın aldığı gün ile tespit günü arasında 20 yıllık zilyetlik süresi gerçekleştiğine göre davalı Tapulama Kanununun 33. maddesi hükmünden yararlanır. Bu durumda davacı taraf taşınmazın yarı payının kendilerine alt olduğunu ileri süremezler. Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin işlemesinde İyiniyet de aranmayacağına göre davanın reddine karar verilmek gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesince harç alınmamasına, 30.3.1987 gününde oybirliği ile karar verildi.