 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E:1986/18103
K:1990/11739
T:11.10.1990
* KADASTRO TESBİTİ
ÖZET : Davacı zilyet ve varsa satıcıları adına dava konusu taşınmazdan başka bir çalışma alanı için belgesiz zilyedlikle tesbit ve tescil edilen taşınmazların bulunup bulunmadığı; tapu sicil, kadastro müdürlüklerinden, hukuk ve kadastro mahkemeleri yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak belirlenmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 14)
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 1876 parsel sayılı, 97.400 m2 yüzölçümündeki taşınmaz belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yüzölçümü fazlası olarak Hazine adına tesbit edilmiştir. İtirazı tapulama komisyonu tarafından reddedilen davacılar Mehmet ve müşterekleri kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras hakkı ve paylaşmaya dayanarak dava açmıştır, Mahkemece, davanın reddine parselin davalı Hazine adına tapuya tesciline, taşınmaz üzerindeki 216 adet zeytin ağacının davacılara aidiyetine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, zilyetlik süresinin tesbit tarihinde çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıla ulaştığı belirlenmiş ise de bir taşınmazın belgesiz zilyetlikle ancak 20 dönümlük bölümünün iktisap edilebileceği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuştur. Ne varki; hüküm gününden sonra yürürlüğe giren ve geçici 4. maddesi uyarınca elde bulunan davalara da uygulanması gereken 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde sulu toprakta 40, kanı toprakta 100 dönüme kadar olan bir veya birden fazla taşınmazın koşullarının varlığı halinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edinilmesine olanak tanımıştır. O halde, mahkemece zilyet ve varsa bayileri adlarına bir çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlikle tesbit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı ayrı ayrı tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile hukuk ve kadastro mahkemeleri yazı işleri müdürlüklerinden sorulmak suretiyle gerekli araştırmanın yapılıp sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir. Bu nedenle davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 11.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.