 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1986/17861
K: 1990/12580
T: 31.10.1990
DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
KARAR : Kadastro sırasında 1092 sayılı parselin geometrik durumu belirlenmiş, 16.8.1977 tarihli teknisyen İsmail tarafından düzenlenen haritasında 12 pafta ve 1092 parsel olarak gösterilmiştir. Tapulama ekibi, geometrik durumu kesinleşen taşınmaz ile ilgili olarak tapulama tutanağı düzenlemekle yükümlüdür. Hal böyle iken parselin aynı haritada (A) harfi ile gösterilen bölümü tesbit dışı bırakılarak 1432 metrekarelik kısmı davacı Engin ve müşterekleri adına tesbit ediliş ve daha sonra tapu kaydına pay satışları gözönünde tutularak tutanaktaki pay durumlarında değişiklik yapılmıştır. Bu tesbite; Hazine, Engin, Ekrem ve Gürsel itiraz etmişlerdir. Komisyonca Hazine dışındaki itirazların reddine, Hazine itirazının kabulüne, parselin 1000 metrekarelik bölümünün tesbit gibi kişiler adına tesbitine, arta kalan 432 metrekarelik bölümün ise deniz kumsalı olarak terkine karar verilmiştir. Davacı Engin, tapu ve vergi kaydının değişmez sınırlı olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Engin'in itirazı ve davacı parselin 432 metrekarelik bölümü ile tesbit sırasında (A) harfi ile gösterilen ve kumsal olarak tesbit dışı bırakılan bölüme yöneliktir. Mahkemece, değişmez sınırlı tapu kaydının kapsamı içinde kaldığı gerekçe gösterilerek ve parselin 1862 metrekare olarak davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Kadastro hakimi, dava konusu taşınmazla sınırlı olarak uyuşmazlığı çözümlemekle yükümlüdür. Parselin 1000 metrekarelik bölümü dava konusu değildir. Bu bölüm yönünden komisyon kararı kesinleşmiştir. Dava, 1000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz dışında kalan kesime yöneliktir. Mahkemece dava dışı çıkılarak kesinleşen komisyon kararındaki hak durumuda değişiklik yapılması sonucunu doğuracak biçimde ve lehine tesbit edilen ve davanın tarafı olmayan kişiler aleyhine hüküm kurulması isabetsizdir. Ayrıca; az yukarıda açıklandığı üzere kadastro ekibi geometrik biçimi belirlenip kesişen parselin (A) harfi ile gösterilen bölümü hakkında tutanak düzenlenmemiştir. Her şeyden önce bu bölüm hakkında da tapulama tutanağı düzenlettirilmeli, bu işlem bekletici mesele olarak kabul olunmalı, tutanak düzenlendikten sonra bu bölüm hakkında itiraz vaki olduğu ve dava açıldığı takdirde parselin (A) bölümü ile ilgili olarak açılan dava ile bu dava birleştirilmeli, ondan sonra tapu ve vergi kaydı 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmünce uygulanmalı, deniz kumsallık sınırı üç kişilik Jeomorfolok kurulu aracılığıyla bu yer üzerinde inceleme yaptırılarak deniz kumsallık sınırının niteliği saptanmalı ve böylece tapu kaydı kapsamı belirlenmeli tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölümün niteliği itibariyle zilyetlikle iktisabı olanaksız bulunduğundan vergi kaydının sonuca etkili olamıyacağı gözönünde tutulmalı ve bu deniz kumsallık sınırının belirlenmesi için yapılan araştırma ile ilgili olarak bilirkişi kurulundan haritalı ve açıklamalı rapor alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma yapılmamış olması isabetsiz olduğu gibi parselin 432 metrekarelik bölümü hakkında tutanak düzenlenmiş olduğu halde dava dışına çıkılarak geometrik biçimi belirlenmekle birlikte hakkında tutanak düzenlenmeyen bölüm hakkında da dahi hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.