 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1986/9391
K: 1987/366
T: 21.01.1987
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şuf'a davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payların iptal ve tesciline ilişkindir. Mahkeme davayı süreden red etmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Şuf'a davasının satışın ittialarından itibaren bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir. Bu sürenin geçirildiği savunmasının, Bu savunmada bulunan davalının ispat etmesi icabeder. Süre savunmasında bulunulmamış dava da davacının beyan ettiği tarihler itibariyle süresinde açılmış ise süre üzerinde durulmasına gerek yoktur. Olayımızda dava bir kısım davalılar gıyabında yürütülmüştür. Böylece bu davalılar süre itirazında bulunmadığına, davacının beyan ettiği tarihler itibariyle dava da süresinde açıldığına göre davanın bunlar yönünden süreden reddi doğru değildir. süre itirazında bulunan davalılar ise hak düşürücü sürenin geçirildiğini ispat edememişlerdir. Zira dinlenen tanıklar olaylara dayanarak sonuca varmak imkansızdır. Bu bakımdan bu davalılar süre savunmasını ispat edemedikleri onlar yönnüden de süreden davanın reddi yersizdir. Ancak, dinlenen davalı şahitlerinden (A.O.H.)'nun olaylara dayanan beyanında ve dosya kapsamından, taşınmazların fiilen taksim edildiği, davalılara sattığı, bu hali davacını da bildiği, tapuda ifraz işlemleri yapılmadığı için satışların pay satışı şeklinde yapıldığı, gerçekte bu paya karşılık belirli bir arazi kesiminin satıldığı pay satışı şeklinde yapılan işlemden yararlanarak davacının şuf'a hakkını kullanması M.K.'nun 2. maddesinde yer alan objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğu sanucuna varlıdığından bu sebeple davanın reddi gerekirken, süreden reddi doğru değilse de bu cihet sonucu değiştirmeyeceğinden neticesi doğru olan hükmün ONANMASINA, 21.1.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.