 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1986/15821
K: 1987/979
T: 03.02.1987
DAVA : Mahali Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şuf'a davasına dar kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, şuf'alı payın ilişkin olduğu taşınmazda paydaş olduğunu, davalı şirketin 7.3.1985 tarihinde bi taşınmazda pay satın aldığını, ancak tapuda satış bedeli olarak gösterilen 40.000.000.- liranın muvazaaya dayandığını, gerçekte satış bedelinin daha az olduğunu, bunu davada kanıtlayacağını, saptanacak gerçek satış bedeli üzerinden, olmadığı takdirde tapudaki bedel üzerinden şuf'a hakkının tanınması istemiyle bu davayı açmıştır. Dava vekili 3.5.1985 tarihli cevap dilekçesinde; gerçek satış bedelinin 40.000.000.- liar olduğunu, bedelde muvazaa söz konusu olmaadığını, öncelikle davacı tarafından satış bedeli ve masraflarnıdepo edilmesi geriktiğini, asi halde davanı redi icap edeceğni belirtmiştir. Daha sonra davalı vekili 5.6.1985 tarihli dilekçesinde müvekkilinin anonim şirket olduğun,satın alınan bu malın şirketin öz sermayesine katıldığını, bu nedenle şuf'a hakkının söz konusu olamaycağını belirtmiştir. Mahkeme de bu savunma doğruldusunda şuf'alı payın davalı şirkete sermaye olarak konduğunu kabulle, davayı reddetmiştir.
Olayda: davacının şuf'a hakkının bulunup bulunmadığını mahkemenin re'sen gözetmesi gerekir. Bu itibarla davalı vekilinin buna ilişkin beyanı savnmanın tevsii olarak kabul edilemez. M.K.'nun 659. madesi uyarınca paydaşlardan birinin, payını bir üçüncü şahsa satması halinde, isteyen diğer paydaşların şuf'a hakkını kullanması mümkündür. Satın alan üçüncü şahsın gerçek kişi veya hükmi şahıs olması arasında bir ayrıcalık yoktur. Davada üçünca şahıs durumunda olan anonim şirket pay satın almı, davacı paydaş da şuf'a hakkını kullanmıştır. Bunda yasaya ykırı bir yön yoktur. Şirket ortaklarından birisinin, şirkete koyacağı sermaye karşılığı pay devri söz konusu değildir. Bu gibi hallerde ancak şuf'a hakkı ileri sürülemez. Olayda böyle bir durum bahse konu olmadığna göre şuf'a hakkının cereyan etmeyeceğine dair mahkeme görüşü yerinde değildir. Bu hususlar gözönünde tutularak davacının bedelde muvazaa iddiası üzerinde de durularak ve buna ilişkn taraf dellleri de toplanarak varılacaak sonuç dairesinde davanın çözümlenmesi gerekirken, bundan zuhulle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunduğndan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca hüküm BOZULMASINA(....) 3.2.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.