 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1986/13522
K: 1986/13048
T: 18.11.1986
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı şuf'a davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tescili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı reddetmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, 4 no'lu kat irtifakı bağımsız bölüme kendisi ile gayri meşru karısı (S.K.)'in paydaş olduğunu, (S.)'nin payını 2.1.1986 tarihinde 750.000 lira bedelle davalıya sattığını, ancak tapuda satış bedelinin ikibuçukmilyon lira gösterildiğini bildirerek 750.000 lira üzerinden şuf'a hakkının tanıması isteğiyle bir aylık süre içinde iş bu davayı açmıştır. Davalı vekili 16.2.1986 günlü cevap dilekçesinde 2.5 milyon lira üzerinde davayı kabul ettiklerini belirtmiştir. Davalı vekilinin vekaletnamesinde, davayı kabule yetkisi olmadığından cevap dilekçesindeki bu beyan davaya etkili değildir. Getirtilen tapu kaydına göre taşınmaz üzerindeki binada kat irtifakının kurulduğu, zemin kat, 4 no'lu iş yerinin (N.A.) ve (M.Y.) lehlerine kat irtifakı kurularak tescil edildiği, bu iş yerinin arsa payının 15/1000 olduğu anlaşılmıştır. 4 no'lu bağımsız bölümden (M.Y.)'in pay iktisabının 2.1.1986 olduğu görülmüştür. Ayrı bağımsız bölümde birden fazla kkişinin hissedar olması halinde bunlardan birinin payını bir üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşların 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 8/2. maddesi gereğince şuf'a hakkını kullanması mümkündür. Bu itibarla davacının bu davayı açmasında bir usulsüzlük yoktur. Akit tablosu getirtilerek satış bedelinin ve bu satış için davalının sarfettiği tapu harç ve masrafının tespit edilmesi gerekir. Davacı bedelde muvazaa olup, gerçek satış bedelinin 750.000 lira olduğunu iddia ettiğine göre bu iddianın tanık dahil her türlü delile ispatı mümkün olduğundan, bu konuda öncelikle davacı delillerinin, daha sonra varsa davalının mukabil delillerinin toplanması, gerekirse keşif yapılması, böylece gerçek şuf'a bedelinin saptanması, şayet saptanacak bu bedel 750.000 liranınüzerinde ise o bedel üzerinden şuf'a hakkının tanınmasını isteyip istemediği davacıdan sorulması, kabulü halinde bu bedelle, ona tekabül olan tapu harç ve masraflarının depo edilmesi için davacıya uygun süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bundan zuhulle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA(...) 18.11.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.