 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1986/10938
K: 1986/14811
T: 22.12.1986
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, kiracının ölümü sebebiyle kira sözleşmesinin feshi ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece red kararı verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı vekili, müvekkili şirketin malik olduğu ve 1.8.1969'da kiraladığı iki dükkanın kiracısı olan Şahin'in 19.10.1983 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak bıraktığı 1963 doğumlu Müjdat'ın hukuki ehliyeti haiz olmadığını, 1978 doğumlu Ajda'nın Polonya'da yaşamakta olduğunu, bu halleriyle mirasçıların, ölen kiracının meslek ve sanatını idame ettirebilecek durumda olmadıklarını, bu nedenle aktin feshedildiğini 10.10.1984 tarihli ihtarnameyle davalılara bildirildiğini ve fakat sonuç alınamadığını ileri sürerek kiralananın tahliyesini istemiştir. Kiracı Şahin'in 19.10.1983 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak Müjdat ile Ajda'ya bıraktığı 2.11.1983 tarihli veraset belgesiyle sabittir. Bu mirasçılardan 1963 doğumlu Müjdat'ın tam ehliyetli olmadığı ve kendisine müşavir tayin edildiği, diğer mirasçı 1978 doğumlu Ajda'nın yurt dışında yaşamakta olduğu hususlarında bir uyuşmazlık yoktur. Kiracının terekesine mümessil tayin edildiği, kiralanandaki işin o mümessil marifetiyle yürütülmeye çalışıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
6570 sayılı Kanunun 13. maddesi hükmünce, sanat meslek ihtisasları dolayısıyla aynı meslek veya sanatı idame ettirecek olan kiracının mirasçıları aleyhine tahliye davası açılamaz. Mirasçılardan birini küçük ve yurt dışında olması, diğerinin tam ehliyetli olmaması nedeniyle babalarının mesleğini bizzat veya kendi adlarına bir yardımcı eliyle sürdürmeleri söz konusu değildir. Bu bakımdan tahsili istenmemesi için yasanın aradığı şart gerçekleşmemiştir ve mirasçıların bu kiralananlarda herhangi bir hakları kalmaktadır. Terekenin mümessil marifetiyle idaresi sebebiyle kiralanandaki işin sürdürülmekte olması sonuca etkili olmazda. Kanun, mirasçının bizzat veya kendi adına bilvasıta mesleği sürdürmesi şartını aramaktadır. Aksinin kabulü yani tereke mümessilinin işi sürdürmesi halinde de tahliye istenemeyeceği amaçlanmasa idi 6570 sayılı Kanunun 13. maddesini vazedilmesine gerek kalmazdı. Bu yön nazara alınarak davanın kabulü gerekirken aksi görüş ve düşünceyle reddi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.12.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.