 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1986/10908
K: 1986/12651
T: 11.11.1986
DAVA : Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan aşağıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 49.500 lira kira alacağı tahsili istemine ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir.
B.K. 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi bu sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirilmesi ondan sonra dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden gözetilmesi icab eder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması, istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp kiralayanın ayağında ödenmesi gereken borçlardan olduğundan ona götürülerek elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konutta ödemeli olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun olmayan ödemeler yasal değildir. Ancak buna aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödemede geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre çözümlenir.
Olayımızda; kiralayan Nilüfer Rasim Dokur'dur. Davacılar malik sıfatiyle kiralananı % 55 payının sahipleri olduklarını, buna göre kira bedelinin payları oranında kendilerine ödenmesini iddia ile bu davayı açmışlardır. Ancak temerrüt ihtarından önce davalıya bir ihbarda bulunmamışlardır. Bu itibarla ihbar yapılmaksızın doğrudan doğruya temerrüt ihtarı gönderilerek dava açılamaz. Tahliye davasının bu yönden reddi gerekir.
Kira alacağına ait temyizine gelince; davalı isticvap davetiyesi üzerine gelmediğinden iddia edilen kirayı miktar olarak kabul etmiş sayılır. Ancak davacıların bunu istiyebilmeleri için kiralananda paydaş olduklarını ve pay miktarlarını ispat etmeleri gerekir. Tapu kaydı getirtilerek bunu saptaması ve sonucu dairesinde alacağa hükmedilmesi gerekirken bundan zuhulle hüküm tesisi doğru değildir. Bu hususlar gözetilmeden hüküm tesisi Usul ve Yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 11.11.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.