 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1986/8891
K: 1986/15219
T: 14.11.1986
DAVA : Taraflar arasındaki Kamulaştırma Yasası'nın 16. maddesi uyarınca tesbit ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili yönünden süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belger okunup iş anlaşıldıktın sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 2942 sayılı Yasanın 16. maddesine dayanan tescil istemine ilişkindir.
Bir taşınmaz malın karşılığı peşin ve nakden ödenmedikçe kamulaştırılamıyacağı Anayasa hükmüdür. İdarenin kamulaştırma parasının kesintili, kıstılamalı ve sınırlamalı yatırması bu hükme aykırıdır. Kamulaştırmanın var olabilmesi ve taşınmaz malın 16. maddeye göre tescil edilebilmesi, kamulaştırma karşılığı paranın mal sahibi adına peşin, kesintisiz ve sınırlamasız yatırılması koşulunun gerçekleşmesine bağlıdır.
Harçlar Yasasına ekli ve tapu harçlarına ilişkin 4 sayılı tarifede 21.1.1982 günü kabul edilen 2588 sayıl Yasa ile yapılan değişiklikte, kamulaştırmalarda devir olan ve devir edenden binde 40 ar oranında harç alınacağı hükmü getirilmiştir. Bu yasadan daha sonra ise "tapu harçları ve bu Kanunun gerektirdiği diğer giderler idarece ödenir." hükmünü taşımaktadır. Daha sonra yürülüğe giren ve devir alan ile devir eden ayrımı yapmaksızın, salt tapu harçlarının idarece ödeneceği belirtilen 29. maddenin bu açık hükmü karşısında, tarifede devir edenden alınacağı öngörülen tapu harcınının da idare tarafından ödenmesi gerekir. Buna karşın, idare, bankaya verdiği talimatta yatırdığı kamulaştırma karşılığının binde 40 tapu harcının kesilmesi koşuluyla ödenmesini istemiştir.
Böyle olunca; bankaya yatırılan kamulaştırma karşılığı paradan kesinti yapılması yolunda sınırlama getirilmiş ve böylece 2942 sayılı Yasa'ın 16. maddesinin koşulları tümüyle gerçekleşmemşi olmasına göre istemin reddine karar verilmek gerektiğinin düşünülmemesi doğru bulunmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz itirazı yerinde görüldüğünden hükmün açıklanannedenle HUMK.'nu 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 14.11.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 29 uncu maddesi, bu yasa ile yürürlükten kaldırılan 6830 sayılı İstimlak Kanununun 29 uncu maddesi ile aynı hükmü taşımaktadır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun tasarım gerekçesinde yeni maddenin 6830 sayılı İstimlak Kanununda da mevcut olduğu açıklandıktan sonra maddenin sadece kelime ve deyimler bakımından kaleme alındığı ve genel bir ahenk verilmek istendiği belirtilmiş ve böylece yeni bir hüküm getirilmediği ve herhangi bir yasa hükmünü değiştirme amacı güdülmediği vurgulanmıştır.
6830 sayılı İstimlak Kanunu'nun 29 uncu maddesindeki "tapu harçları idarece ödenir." hükmü yürürlükte iken 2588 sayılı kanunla tapu harçlarına ilişkin 4 sayılı tarifede yapılan değişiklikle kamulaştırmalarda devir edenden ve devir alandan binde 40'ar oranında hare alınması hükmü getirilmiştir. 6830 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran ve 8.11.1983 gününde yürürlüğe giren 2942 sayılı Yasanın 29 uncu maddesiyle yeni bir hüküm getirilmediği ve herhangi bir hükmü değiştirme amacı güdülmediği, gerekçeden açıkça anlaşıldığı üzere, tapu harçlarına ilişkin tarifenin önceden olduğu gibi 2942 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra da uygulanması gerekmekte ve kamulaştırmalarda binde 40 tapu harcının mal sahibi tarafından ödenmesini öngören tarife hükmü geçerliliğini korumaktadır.
Danıştay 6. Dairesinin 5.12.1985 gün ve 1567/1698 sayılı kararı tapu harçları ile ilgili 4 sayılı tarife uyarınca kamulaştırmalarda mal sahibinden de alınması gereken binde 40 tapu harcına ilişkin hükmün, 2942 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırıldığı esasına dayanmaktadır. Oysa, sözü edilen Yasa tasarısı gerekçesinden 29 uncu madde ile herhangi bir hüküm yürürlükten kaldırılmadığı ve maddenin sadece deyimler açısından yeniden düzenlendiği anlaşılmasına göre böyle bir düşüncenin dayanağı bulunmamaktadır. Böyle olunca, binde 40 oranında tapu harcının mal sahibi tarafından 2942 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra da ödenmesi zorunluluğu vardır. Bu görüş, Dairemizin 18.6.1984 gün ve 5825/5789 sayılı kararı ile de benimsenmiştir. Bu nedenlerle dairenin içtihadına aykırı olan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz ve yerel mahkeme kararının onanması düşüncesindeyiz.