 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1986/3451
K: 1986/4151
T: 18.11.1986
DAVA : Abdurrezak'ı canavarca bir his sevki ile taammüden ve de kan gütme saiki ile birlikte öldürmekten sanıklar Serpil ve Abdullah ve izinsiz silah taşımaktan adı geçen sanık Abdullah'ın bozma üzerine yapılan yargılanmaları sonunda, hükümlülüklerine ilişkin (Hınıs Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 13.12.1985 gün ve 126/91 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olmakla beraber duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından da istenilmiş olduğundan, dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebilğname ile Dairemize gönderilmekle duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : 1 - Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, cezayı azaltıcı sebebeplerin nitelikleri takdir kılınmış, savunmaları inandırcı gerekçelerle reddedilmiş, usuli bozmaya uyularak gereği yerine getirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde yeniden işaret edilerek bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıkların ve duruşmalı incelemede müdafiilerinin sübuta, eksik incelemeye, vesaireye ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Ancak:
10.11.1978 tarihinde sanıklardan Serpil'in kardeşi ve diğer sanık Abdullah'ın yakın akrabası bulunan Mehmet'in içlerinde maktul de dahil olmak
üzere bazı kişiler tarafından öldürülmesi, dolayısıyla taraflar arasında kan davasının mevcut bulunduğu, olay günü sabahı maktül, Karaçoban Köyü'nden kendi köyüne gitmek üzere Güvenlik Köyü'nde otobüse binmek istediğinde sanık Serpil'in kardeşi olan Bahattin'in maktulü otobüse bindirmek istemeyip yumrukladığı, bunun üzerine maktulün otobüse binmekten vazgeçip yürüyerek köyün istikametine gitmeye başladığı Bahattin'in otobüsle yoluna devam ettiği. Petrol Ofis durağında Otobüsü durduran Bahattin'in orada bulunan sanık Serpil'le görüştüğü, sanık Serpil'in de aslı fail Abdullah'a keyfiyeti haber verdiği, sanık Serpil'in, Macit'den bir at alıp maktulün önüne doğru hareket ettiği, sanık Abdullah'ın da ekon ot tarlası içinde maktule ateş ettiği, maktulün arıcıların yanına doğru 1 km. kadar kaçtığı, sanık Abdullah'ın onu kovaladığı, sanık Serpil'in atla maktulün önüne geçtiği, arıcılara 150 metre kala sanık Abdullah'ın maktulü yaraladığı, taşla onun kafasına vurmak suretiyle kafa kemiklerini kırdığı ve taşın kırık içinde kaldığı, sanık Serpil'in olay yerinde atla beklediği ve ölümü takiben bu iki sanığın Serpil tarafından getirilen ata binerek kaçtıkları tüm dosya kapsamı ve mevcut delillerle anlaşılmış olmasına göre:
A - Sanıklardan Serpil'in öldürme suçunun maddi asli faili olmamış ve eyleminin yürüyerek köyüne gittiğini asli faile haber vermek, temin ettiği atla maktulün önüne doğru harekette bulunmak, asli fail Abdullah maktule taşla vurup öldürürken asıl eylemde bulunanı yüreklendirecek, öldürülenin yüreklenmesini engelleyecek, korkutacak ve gerektiğinde karşı davranışları önleyecek biçimde asli failin yanında davranmak, ölümü takiben atla onunla birlikte olay yerinden ayrılmak suretiyle öldürme suçuna TCK.nun 65/3. maddesi çerçevesinde yardım ve müzaharet suçunu oluşturmasına rağmen, adı geçen sanığın maddi asli fail gibi tecziyesi,
B - Olayda öldürme gaye ve niyetinden daha ileri giden ve ölüm neticesini istihsal bakımından zaruri bulunmayan vahşiyane hareketler olmadığı gibi, maktulün hayatını izale maksadı haricinde mühsarına ona fiziki azap ve ızdırap vermek masadını muhtevi hareketleride bahis konusu bulunmaması itibariyle TCK.nun 450/3. maddesinin tatbik yeri bulunmadığı, öldürme suçunun maktulün olay sabahı köyüne gittiğinin öğrenilmesinden kısa bir süre sonra işlenmesi nedeniyle olayda öldürme kararı ile icra arasında yeterli bir süre geçmesine rağmen o karardan vazgeçmeksizin bu kararda sebat ve ısrarla yerine getirme şeklindeki taammüt unsurunun mevcut olmadığı, suçlarının münhasıran kan gütme saikine bağlı olduğu gözönünde tutulark sanıkar hakkında temel cezanın TCK.nun 450/10. maddesi ile tayini gerekli iken ayrıca 450/3 ve 4. maddelerle temel ceza tertibi cihetine gidilmesi,
Yasaya aykırı ve sanıkların duruşmalı inceleme sırasında sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 18.11.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.