 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1986/6953
K: 1986/7769
T: 17.11.1986
DAVA : Davacı (M.V.) ve (A.V.) adlarına avukat (T.S.), avukat (N.G.) ile davalı Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına avukat (Ö.Y.) ve ihbar olunan (E.) İnşaat ve İşletme A.Ş. adına avukat (N.H.) aralarındaki dava hakkında Bursa Asliye 1. Hukuk Mahkemesinden verilen 3.4.1986 gün ve 983/525 1986/207 sayılı hükmün, dairenin 3.7.1986 gün ve 1986/4354 - 5301 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmesi üzerine süresi içinde davacılar avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Davacılar, Bursa Santral grajdaki davalıya ait tütün deposunda çıkan yangın sebebiyle aynı garajda bir başka depoda bulunan kendilerine ait eşyanın da yandığını ileri sürerek tazminini istemişlerdir. Mahkemece 15.4.1982 günlü kararla dava kabul edilmiş, karar düzeltme aşamasında dairemizin 1983/4726 esas 5290 karar sayılı ve 16.5.1983 tarihli kararıyla "eksik inceleme" nedeniyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden inceleme yapılmış ve bu defa sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar, vekili bozmadan sonra mahkemeye verdiği 20.10.1983 tarihli dilekçesinde özetle: müvekkillerinin Burda'da satılık ev aradıklarını, kısa sürede bulamadıklarını, kardeşinin yazılık evinde ikamet zorunda kaldıklarını, bu nedenle dava konusu eşyanın depoya konduğunu bavulla bir kısım giyecek eşyasını yanlarına aldıklarını, deponun büyük ve temiz bir yer olduğunu ileri sürmüş ve ayrıca dava açmakta gecikme nedenlerini de açıklamıştır.
Davacılar vekili avukat (M.İ.) 24.1.1984 tarihli dilekçesinde de aynı depoda bulunan kendi şahsına ait eşyanın miktar ve mahiyeti hakkında da bilgi vermiştir.
(E.) İnşaat ve İşletme A.Ş. Bursa Santral Garajı Müdürlüğünün 13.12.1985 tarihli cevabi yazısında deponun 116.25 metrekare olduğu bildirilmiştir.
Ankara'da oturan ve talimatla ifadesi alınan tanık (F.B.) ise özetle "davacı (A.) emekli olduktan sonra Bursa'ya gittiler, eşyayı muntazam bir şekilde ambalajladılar ve kayınbiraderin deposuna koyacaklarını söylediler, Bursa'da ziyarete gittiğim zamanda bu şekilde koyduklarını, yangında hepsinin yandığını söylediler" demiştir. Tanık (Ş.D.) ise ifadesinde "davacı (M.) kız kardeşim olur, daha önceki ifademde konu ettiğim eşyayı bizzat hazır olmak suretiyle depoya boşalttım. (A.) bey ev almak istiyordu, hemen ev bulamadılar. bir süre kızkardeşinin evinde oturdular, daha sonra mevsim itibariyle yazlığa taşındılar, yazlığa giderken depodan buzdolabı, televizyon ve fırın aldılar, sonra da yangında yandı" demiştir. Nitekim bu davada istenilenler arasında bu tanığın ifadesinde yer alan üç kalem eşya bulunmamaktadır. Dinlenen diğer tanıklar da davacılara ait dava konusu eşyanın (Ş.D.)'ın kirası altında bulunan depoya konduğunu, bir süre burada kaldığını ve yangın sırasında yandığını söylemişlerdir.
Böylece toplanan delillerle, davacıların Ankara'dan Bursa'ya yerleşmek üzere geldikleri, dava konusu eşyayı da payetleyip geçici bir süre için yakın akrabalarına ait depoya koydukları, kendilerinin de bir süre akrabalarında kaldıkları, yazın da yine akrabalarına ait yazlıkta kaldıkları, deponun büyük, temiz ve düzenli olup eşya koymaya müsait bulunduğu ve dava konusu eşyanın yangında yandığı belirlenmiştir. 16.5.1983 tarihli bozma kararında sözü edilen çelişkiler, müphem noktalar ve hayatın olağan akışına aykırı görülen durumlar, yapılan açıklamalar ve bunu teyid eden delillerle açıklığa kavuşturulmuştur. Mahkemece Borçlar Kanunu'nun 42 nci maddesinin 2 nci fıkrası hükmü de nazara alınarak adalete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle davacıların karar düzeltme talepleri kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ : H.U.M.K.nun 440 ve 442 nci maddeleri gereğince davacıların düzeltme isteğinin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına ve kararın gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 17.11.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.