 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1986/6250
K: 1986/6880
T: 07.10.1986
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı 429.687 lira dava tarihinden itibaren % 30 faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı birleştirme kararının 1 inci bendinde açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyle evinin duvarı yıkılan veya bodrum katını sel basan, bir su tesisi yapılması neticesinde tarlasındaki sular çekilip ağaçları ve mahsullerikuruyan veya tarlası artık ekin ekilemez hale gelen yahut tarlasının kenarından geçen derenin kuruması yüzünden tarlası susuz kalan veya su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki ihmal yüzünden tarlasını sular basıp bu suların getirdiği kumlardan dolayı tarlası artık ekin ekilemeyecek duruma düşen kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar idari kararın ve fiilin neticesinde meydana gelen zararlardır. Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerinde getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakmağa idari yargı yeri görevlidir.
Temyize konu edilen davada davacı Damsa barajının sularının taşması sonucu tarlasını kullanamamaktan doğan zararın tazminini istediğine göre dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddedilmemiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, 7.10.1986 günü oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalı idare, 1971 yılında Damza Barajının yükseltilmesi konusunda bir girişimde bulunmuş ve yapılacak inşaata göre suyun yükselebileceği alan hesaplanarak davacının tarlasının bir bölümü kamulaştırılmıştır. Aradan on yıl geçmeden davacının taşınmazının yakınında bulunan Damza Çayı alüvyonununun birikmesi sonucu baraj suyu daha da yükselerek davacının tarlasının kamulaştırma dışı bırakılan bölümü de barajın etki alanına girerek kullanılamaz olmuştur.
Davacı, geri kalan bu bölüm için uğradığı zararın giderilmesini istemiştir. Zarar, davalının baraj yükseltme girişimi dolayısıyla yaptığı hesaplardaki (taşınmazın yakınındaki çay birikintisinin gözetilmemesine yönelik) yanılgıdan kaynaklanmaktadır. Eğer hesap doğru yapılsaydı, davalının bu bölümü de kamulaştırması zorunluluğu doğacaktı. Davalı, belirtilen zorunluluğu yerine getirmediğine göre taşınmaza kamulaştırmaksızın el atmış olmaktadır. Öyleyse bu açıdan adalet mahkemesinde durum değerlendirmesi yapılmalıdır.
Açıklanan nedenlerle çoğunluğun yargı yolu bakımından vardığı sonuca katılmıyorum.