 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1986/5934
K: 1986/6538
T: 25.09.1986
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı toplam 99.271 lira maddi ve manevi tazminatın 29.1.1984 tarihinden 19.12.1984 tarihine kadar % 5, bu tarihten tahsil tarihine kadar % 30 faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazla isteğin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu :
KARAR : 1 - Dava haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteğidir. Davalıların sebebiyet verdikleri bir trafik kazasında davacı 25 gün iş ve gücünden kalacak derecede yaralanmıştır. Dava dilekçesinde davacının diğerleri yanında sahibi bulunduğu kırtasiye mağazasında alım, satım ve onarım ticaretinden işten kalma süresince gelir kaybına uğradığı, ayrıca çalışmağa başladıkları, sonra da sağlık durumu itibariyle genel vasıtaya binmiş olduğu taksiye ödediği ücretin de tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece işten kalma zararı bilirkişi raporu ve belli olacağından bu konuda gösterilen tanıkarın dinlenilmeleri isteğinin reddine karar verilmiş, davacının kendisine ait bir işyerine sahip olmadığı gösterilen işyerinin kollektif şirkete ait olduğu, böylece çalışmamaktan doğan bir zararın söz konusu olamıyacağı, taksiyle yolculuğa gelince, ibraz olunan makbuzlar düzensiz olmakla beraber ne kadar mesafe için alındığı belli bulunmadığı için taşıyıcı sürücülerin tanık olarak dinlenilmek üzere adresleri verilmediği gerekçesiyle bu kalem isteklerin reddine karar verilmiştir.
Oysa işten kalma zararının isbatı için öncelikle tanık dinletilmesine yasal bir engel yoktur. Alınan bilirkişi raporu ile davacının ortağı bulunduğu ticari işletmenin taahhüt işleri yaptığı anlaşılmaktadır. Hayatın olağan akışına göre bu işletmede eylemli olarak çalışagelmekte olan bir kimsenin 25 gün süre ile çalışmaması halinde zarara uğrayacağı benimsenmektedir. Öte yandan diğer bilirkişi Dr. (S.K.)'nun 20.2.1986 günlü raporuna göre kaburga kemiklerindeki kırıklar nedeniyle davacının toplu taşıma aracına binemiyeceği belirmektedir. Bu durumda kendisinin yolculuk giderlerine katlanmak suretiyle de zarara uğramış olduğunun kabulü gerekir. Ödenen taksi ücretlerinin ise taşıyan sürücülerin tanıklığı ile isbatı zorunlu değildir. Davacının evinin bulunduğu yer ile çalıştığı yer bellidir. İşten kalma süresi geçtikten sonra genel taşıta binebileceği veya kendi arabasını kullanabileceği güne kadar ne kadar yolculuk yapacağı ve bu yolculukta ne iktar taksi ücreti ödeyeceği, ayrıca genel taşıta binmemek veya kendi arabasını kullanmamak suretiyle mahsubu yoluna gidilecek olan tasarruf ettiği miktar bilirkişi eli çalıştığı yer bellidir. Kaldı ki zararın hukuki miktarını ispat etmek mümkün olmadığı takdirde Borçlar Kanunu'nun 42 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hakim, halin mutad cereyanını ve mutazarrır olan tarafın yaptığı tedbirleri nazara alarak onu adalete tevfikan tayin etmekle mükelleftir. O halde mahkemenin bu konuda gösterilen tanıkarı da dinlemeksizin zararın gerçekleşmediğinden ve kapsamı belirlenemediğinden bahisle belirtilen isteklerin reddine karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
2 - Dosyadaki yazılara, kakarın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre öteki itirazların reddi gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 inci bendde gösterilen nedenle BOZULMASINA, öteki itirazların 2 nci bendde gösterilen nedenle reddine 25.9.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.