 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1986/5865
K: 1986/6768
T: 02.10.1986
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı yönünden reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Dava, mirastan pay isteğine ilişkindir. İddiaya göre tarafların ortak miras bırakanı (S.)'den bir miktar altın kalmıştır ve bunlar davalı yedindedirler. Davacılar sözü edilen altınların diğerinden paylarına düşenin tahsiline karar verilmesini istemektedirler. Davalı cevabında zamanaşımı def'inde bulunmuş ayrıca bunların kendisine hibe olarak verildiğini ve terekeye dahil bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece (S.)'nin 20.3.1983 tarihinde öldüğünden ve davanın ise belirtilen tarihten itibaren 1 yıl içinde açılmadığından bahisle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Oysa mallar mevcut oldukça bunları isteme hakkı istihkak davası mahiyetindedir. Mülkiyete dayanan istihkak davalarında ise dava hakkını ortadan kaldıran bir zamanaşımı mevcut değildir. O halde bu davada öncelikle yapılacak iş davaya konu edilen altınların davalı yedinde olup olmadıklarını tesbit etmektir. Şayet altınlar davalının yedinde ise taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunduğundan onların murisin mi, yoksa davalının mı oldukları araştırılmak ve murise ait olduğunun anlaşılması halinde sadece mülkiyetinin tesbitine karar verilmekle yetinilip taksimi ve bu mümkün olmadığı takdirde satışı suretiyle ortaklığın giderilmesi için Sulh Mahkemesinde dava açmakta davacılar muhtar kılınmalıdır. Şayet altınlar elden çıkarılmış veya telef olmuş ise o zaman hak alacağa dönüşmüş olduğundan davacılardan bu yönü hangi tarihte öğrenmiş bulundukları sorulmak ve davalının aksine savunması halinde ona öğrenme günün daha önce olduğunu isbat için imkan verilmeli, daha sonra olayın niteliğine göre Borçlar Kanunu'nun 60 ıncı veya 66 ıncı maddesindeki bir yıllık sürenin geçip geçmediği araştırılıp sonucuna göre zamanaşımını defi hakkında bir karar verilmelidir.
Belirtilen öğrenmenin kabulü için zan sınırlarını aşmayan bir bilginin yeter olmayıp kesin olarak edinilen bir bilginin varlığının şart olduğu da gözetilmelidir. O halde, böyle bir araştırma yapılmaksızın sadece miras bırakanın ölümü ile davanın açıldığı gün arasında bir yıldan fazla bir sürenin geçmiş olduğundan söz edilerek davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenlere göre BOZULMASINA, 2.10.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.