Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1986/5058
K: 1986/6828
T: 06.10.1986
DAVA : Taraflar arasındaki borçlu olmadığının tesbiti davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının menfi tesbit davasının kabulüne, telefon üzerindeki haczin kaldırılmasına, 300.000 lira üzerinden % 15 tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılardan (A.E) avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Davacı, davalı (A.E.) tarafından diğer davalı aleyhine yapılan icra takibinde, adı geçenler tarafından kötü niyetle haciz ihbarnamesi yoluyla mallarına haciz konulduğunu; bu nedenle borçlu olmadığının tesbitine ve haciz işlemlerinin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme davacının (menfi tesbit) davasını kabul ederek hüküm kurmuştur.
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan icra takiplerinde, borçlunun üçüncü şahıstan alacağı bulunması halinde yapılacak işlem ve özellikle üçüncü şahsın hak ve yükümlülükleri İcra İflas kanunu'nun 89 uncu maddesinde belirtilmiştir. 3. şahsa çıkarılacak birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliğinden sonra itiraz ve dava hakkının belirli bir süre içinde kullanılması zorunludur. Kullanılmadığı takdirde; borç, üçüncü şahsın üzerinde kalır. Ne var ki, bu kişi, alacaklıya icra yoluyla ödemek zorunda kaldığı miktarı genel hükümlere göre borçludan isteyebilir (m.89/5).
Olayımızda, davacı adına çıkarılan birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri davacıya değil (onun yanında çalıştığından bahisle) borçlu davalı (A.)'ye tebliğ edilmiştir. Davacı ile davalı (A.) arasında çıkar çatışması söz konusu olduğuna göre, ona yapılan tebligatların davacı açısından geçerli sayılması düşünülemez. Ne var ki, davacı usulsüz de olsa bu tebliğatlardan bilgi sahibi olduğunu icra memurluğuna 29.5.1984 gününde verdiği dilekçede açıklamış ve haciz işlemine itirazda bulunmuştur. İcra Memuru bu itiraza rağmen haciz işlemine devam etmiş ve 1.8.1984 gününde davacının bir kısım taşınır mallarını da haciz konmuştur. İşte davacı, bu son haciz işleminden sonra 6.8.1984 gününde bu davayı açmıştır.
Davacı usulsüz tebligatlardan en geç 29.5.1984 gününde haberdar olmuştur; süresinde yaptığı itiraza rağmen icra işlemine devam edilmesine karşı yine süresi içinde "şikayet yoluyla İcra Tetkik Merciinden bu işlemin iptali ve tebliğatların usulsüz yapıldığı yolunda bir karar da almamıştır. O halde borcun davacı üzerinde kaldığı kabul edilmelidir. Çünkü ne menfi tesbit davası 29.5.1984 tarihine göre yedi günlük süre içinde açılmış ve ne de icra memurunun usulsuz işlemine karşı şikayet yoluna gidilmiştir.
O halde mahkemenin 89 uncu maddedeki süreleri gözetmeden hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır; hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 6.10.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, 1.8.1984 gününde yapılan haciz işleminden önce ve 5.7.1984 gününde Karşıyaka İcra Memurluğu'na verdiği dilekçede davalılar alacaklı ve borçlununa kendi aralarında anlaştıklarını, buna göre bu alacağın (3354 sayılı dosyadaki) borçlunun alacaklı olduğu 1658 sayılı icra dosyasından karşılanacağını, bu nedenle aleyhine yapılan takibin durdurulmasını istemiş ve bu anlaşmaya ilişkin belgeyi de ibraz etmiştir. (3354 sayılı dosyanın fotokopi örneğinde).
Böyle bir anlaşmanın söz konusu olmadığı ve dosyadaki alacağın tahsil olanağı bulunmadığı davalılar tarafından savunulmamıştır. O halde davalı alacaklı (A.E.)'ın bir taraftan dava konusu alacağını 1658 sayılı dosyadan karşılanmasını kabul etmesine rağmen davacı aleyhine icra işlemine devam etmesi çelişkili davranışın tipik örneğini oluşturur; bu çelişkili davranış nedeniyle, ortada bir hakkın doğruluk ve güven kurullarına aykırı olarak kullanılması söz konusudur (M.K. m. 2) Mahkemenin sonuçta kötü niyetten söz ederek isteği kabul etmesi doğrudur ve hüküm bu nedenle onanmalıdır.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini