Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1986/4951
K: 1986/6903
T: 07.10.1986
DAVA : Taraflar arasındaki manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu :
KARAR : Dava kişiliğe bağlı hakların saldırıya uğraması nedeniyle manevi tazminat olarak bir miktar paranın ödetilmesi isteğidir. Davalı ticari faizcilik yaptığının ve Vergi Usul Kanunu'na aykırı davrandığının 1.12.1981 tarihinde ihbar edilmesi üzerine mal müdürü olan davacı, onun ticari defterlerine el koyarak bir soruşturmaya girişmiş ve kendisine ceza kesmiştir. Daha sonra davalı 17.10.1982 tarihinde Cumhuriyet Savcılığına vermiş bulunduğu 17.10.1982 günlü dilekçede davacının Av. (K.E.), yanında bana "ya, röno taksi veya dörtyüzbin lira versin" dediğini şikayet etmiş ve aynı gün vermiş olduğu ifadesinde ise (F.D.) adındaki muhasebeciye de tanık göstererek kendisinden rüşvet talep eden davacı hakkında yasal işlem yapılmasını talep etmiştir. Ancak tanıklığına başvurulan (F.D.) defterlerin incelenmesine izin vermesini istemek için davacının makamına gittiğini, fakat davacının kendisine (bana ya 400.000 lira para verirler yahutta araba alırlarsa bu işi bir hal yoluna bakarım) diye bir şey söylemediği gibi dönüşte davalının yanına gittiğinde de böyle bir beyanda bulunmadığını, anacak kendisinin mali müşavir olmaklığı nedeniyle davalıya "bana 200-300 bin lira verseniz size bu konuda yardımda bulunurum diye teklifte bulunduğunu", belki davalının bu teklifi yanlış anlamış olabileceğini söylemiştir. Diğer tanık (K.E.)'da davacının dairesine giden muhasebecinin dönüşünde davacının (bu işi hallederim. ancak bana ya bir röno taksi alırlar veya 400.000 lira miktarında para verirlerse bir çaresine bakarım) şeklinde bir şey dediğini duymadığını bildirmiştir. Buna rağmen davacı hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 209 ve 210 uncu maddeleri uyarınca cezalandırılması için Sorgu Hakimliğinde kamu davası açılmış, ancak yapılan ilk soruşturma sonunda, delil yokluğu nedeniyle muhakemesinin menine 28.1.1983'de karar verilmiştir. Daha sonra Ordu Valiliğince, davacıya isnat olunan suçun sabit görülmemesi karşısında davalı hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 2 nci maddesi gereğince iftira suçundan kamu davası açılması istenilmiş, fakat Cumhuriyet Savcılığınca davalının eyleminde kasıt olmadığından 8.7.1983 de takipsizlik kararı ittihaz edilmiştir. Davacı açmış bulunduğu bu davada maruz kaldığı iftiradan ötürü manevi tazminat talep etmiş ve mahkemece deliller toplandıktan sonra dairenin bazı kararlarından da sözedilerek ve özellikle davalının anayasal hakkını kullandığı, davacının suçsuz olduğunu bile bile haksız ihbar ve şikayette bulunma amaç ve kastı ile hareket etmediği gerekçesiyle davanın redine karar verilmiştir.
1 - Böyle bir olayda tecavüzün hukuku uygun olduğunun kabul edilebilmesi için hukukça korunan üstün hak ve çıkarın var olması yeterli değildir. Aynı zamanda bu hak ve çıkarın kötüye kullanılmaması da gerekir. Elinde hiçbir isbat vasıtası (delil veya emare) olmayan kişinin tahmine veya zanna yahut nakle dayanarak şikayette bulunması, aşırı bir davranış olarak hukuken korumamalıdır. Kişinin şikayeti yaparken diğer tarafın suçsuz olduğunu bilmemesi sorumlu tutulmaması için yeter şart değildir. Eğer onun davranışı Borçlar Kanunu'nun 49 uncu maddesinin esprisine uygun olarak ağır savsama derecesinde ise kastı olmasa bile sorumlu tutulması gerekir.
Davaya konu olayda davacının doğrudan doğruya davalıyı muhatap tutarak ondan bir çıkar istediğine dair iddia yoktur. İleri sürülüşe göre, davacı malmüdürü ile davalının işini konuşan bir muhasebeci dönüşünde bir avukatın yanında sorunun halledilmesi için malmüdürünün araba veya para istemiş olduğunu naklen davalıya söylemiştir. Oysa tanık olarak dinlenilen muhasebeci ifadesinde böyle bir söz nakletmediğini açıkça bildirmiş ve avukat da aynı durumu doğrulamıştır. Borçlar Kanunu'nun 49 uncu maddesi hükmünce sorumlu tutulmak için kastın varlığı şart değildir. Kast olmasa bile kusurun ağır olması halinde manevi tazminata hükmedilmek gerekir. O halde mahkemenin kabulü gibi davalının davacıya suçsuz olduğunu bile bile (şikayette bulunma kastı ile) hareket etmediği benimsense bile, toplanan delillere göre bu davanın reddine karar verilmiş olması yasaya aykırıdır.
2 - Davanın reddine karar verildiği halde kendisini kısmen dahi olsa vekille temsil ettirmiş bulunan davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmemiş olması usule aykırıdır. Ancak davalının temyizi olmadığından bu yön bozma nedeni yapılmamış sadece yanılgıya değinilmekle yetinilmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2 nci bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 7.10.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini