 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1986/4871
K: 1986/6375
T: 22.09.1986
DAVA : Davacı ve karşılık davalı (H.D.) (kendisine asaleten çocuklarına velayeten) adlarına avukat (M.T.) ile davalılar ve karşılık davacı (A.Y.) ve (İ.Y.) adlarına avukat (A.B.) aralarındaki dava hakkında Nazilli Asliye 1. Hukuk Mahkemesinden verilen 12.3.1986 gün ve 981/348 - 1986/144 sayılı hükmün dairenin 14.5.1986 gün ve 1986/3450 - 4098 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine süresi içinde davalı ve karşılık davacılar (A.) ve (İ.Y.) avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği konuşuldu :
KARAR : 1 - Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun değişik 440 ıncı maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan davalı (İ.Y.)'in tüm, karşılık davacı ve davalı (A.Y.)'ın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2 - Davacı (A.Y.), meydana gelen trafik kazasında kendisine ait aracın da zarar gördüğünü ileri sürerek zararının tazminini istemiştir; mahkeme davayı aynı olaydan davalılar tarafından davacı aleyhine açılan tazminat davasıyla birleştirmek suretiyle ve sonuçta tarafların isteklerini kısmen kabul ederek hüküm kurmuştur.
Karşılık davacı ve davalı (A.Y.) yararına verilen hüküm, dairemizin 14.5.1986 günlü kararıyla (1.12.1983 gününde açılan tazminat davasına süresi içinde yapılan zamanaşımı savunması hakkında karar verilmeden hüküm kurulması kanuna aykırı görülerek) bozulmuştur.
Olay tarihi 26.6.1981 ile karşılık dava tarihi olan 1.12.1983 günü arasında 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 50 nci maddesinde öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunda bir duraksama söz konusu değildir. Ne var ki, Borçlar Kanunu'nun 118/3 üncü maddesinde (zamanaşımına uğramış bir alacak, takas dermeyan edilebileceği zamanda zamanaşımı ile sakıt olmuş değilse onun takası ileri sürülebilir) hükmü de gözden uzak tutulmamalıdır. Karşılık davacının alacağı zamanaşımına uğramış olmasına rağmen ortada takas edilebilir bir alacak söz konusudur. Çünkü davacının bu alacağı, takas edilebileceği tarihte (yani haksız eylemin işlendiği gün) zamanaşımına uğramış değildir. O halde karşılık davacı, Borçlar Kanunu'nun 118/3 üncü maddesine dayanarak zamanaşımına uğramış olan bu alacağını davacıların alacağıyla takas edebilme hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir. Burada üzerinde durulması gereken bir sorun, karşılık davanın takas iradesi olarak nitelendirilip nitelendirilmiyeceğidir. Bilindiği gibi takas iradesi, karşı tarafa dava yoluyla ulaştırılabileceği gibi bir savunma olarak da ileri sürülebilir. Takas iradesi karşılık davayla ileri sürülürken, "alacağın ileri sürülen borçtan doğrudan doğruya takas edilmesi" şeklinde yapılması zorunlu değildir. Karşı alacağın tahsil isteği içinde bir takas iradesi mevcuttur; karşılık davacı kendi alacağının tahsilini istemekle en azından bu alacağı ile borcunun takas edilmesini istemektedir. Bu nedenle davacının isteği takasla eşdeğerde tutulmalıdır. (Bkz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17.4.1980 gün ve 8998/5070 sayılı kararı, Yargıtay Kararlar Dergisi C: VII S. 5, Mayıs 1981,Sh, 571).
O halde karşılık davacının alacağı zamanaşımına uğramış olmasına rağmen dava açıldığı tarihte takası ileri sürülebilecek bir alacak öz konusu olduğuna göre; davacı ve karşılık davalının zamanaşımı savunmasının hukuki sonuç doğurması olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle karşılık davacının bozma kararımıza karşı karar düzeltme istemi kabul edilmeli, bozma kararı kaldırılmalı ve yasaya aykırı mahkeme kararı bu nedenle de onanmalıdır.
SONUÇ : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440-442 nci maddeleri gereğince karşılık davacı (A.Y.)'ın karar düzeltme isteminin kabul edilmesine, dairemizin 14.5.1986 günlü bozma kararının kaldırılmasına, temyiz olunan kararın ikinci bendde gösterilen nedenlerle ONANMASINA, davalı (İ.)'ın tüm, davalı (A.)'ın sair karar düzeltme isteklerinin birinci bendde gösterilen nedenle reddine 22.9.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.