Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 1986/7624
K: 1986/11085
T: 22.12.1986
DAVA : Dava dilekçesinde davacının davalıya kira alacağından dolayı borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkeme davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde oluduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, belediye ile olan kira sözleşmesine istinaden dükkanı işgal etmekte bulunduğuna ve sözleşmenin iptali istenmemiş olup kira ilişkisi sürdürüldüğüne göre davacı ancak 3151 sayılı Kanun uyarınca bidirilen kira parasına itiraz edilebileceğinden ve esasen davacının böyle bir dava açmakta hukuki çıkarı bulunmadığından davanın reddinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yeniden bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.12.1986 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI (1)
I - Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için tarafların iddia ve savunmaları ile maddi olayın kısa özeti aşağıya alınmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile duruşma zabıtnamelerindeki açıklamalarından dava konusu taşınmazın 80 sayılı Yasa kapsamında kalan ve kiraya verilemeyen yerlerden olduğundan ötürü kendisine belediyece tahsis edilerek karşılığında işgaliyle ve rüsum bedeli alındığı halde, bilahare davalı idarenin (belediyenin) 3151 sayılı Yasaya göre oluşturduğu komisyon marifeti ile sözü edilen dükkan hakkında kira tesbiti cihetine gittiğinden söz ederek bu ilişkiden dolayı kira borcunun bulunmadığının ve toptancı halindeki sebze ve meyve dükkanlarının Hal Yasası uyarınca kiraya verilemeyeceğinin tesbitine karar verilmesini istemiş, davalı taraf ise belediye ile davacı arasındaki kira ilişkisi bulunduğunu, bunun karşılığında kira parasının ödendiğinin yanında dükkan dışında işgal edilen yer için işgaliye ve halde satılan mallar için de rüsum denilen vergi ödediğini ileri sürüp davanın reddini savunmuş, mahkemece niza konusu yerin 6570 sayılı Yasanın 1. maddesinde sayılan yerlerden loup taraflar arasında eskiden beri süregelen kira sözleşmeleri bulunduğundan söz edilerek dava reddedilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
II - Dairenin sayın çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık, esas itibariyle 80 sayılı Yasanın kapsamında kalsa bile taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığında toplanmış bulunduğundan dolayı öncelikle anılan Yasanın olayımızla ilgili hükümlerinin sergilenmesi faydalı görülmüştür.
1580 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin 58. bendine tevfikan belediyelerce kurulan Toptancı Hallerinin Sureti İdaresi Hakkındaki 80 sayılı Kanunun 1. maddesinde, bu yasaya göre tesis edilen hallerin amme emlakinden sayılıp kiraya verilemeyeceklerinin yanında geçici 1. maddesinde de evvelce yapılmış bulunan kira akidlerinin hükümsüz bulunduğu hususu vurgulanmış, 6. maddesinde ise aynen "Belediyece, halde kendilerine muayyen bir yer tahsis edilenler, işgal ettikleri yerler için, 1580 sayılı Kanunun 70. maddesinin 8. bendine göre belediyeye ücret öderler. Bundan başka halde satılan malların satış bedelinin % 3'ünü tecavüz etmemek kayıt ve şartı ile belediye meclislerince düzenlenecek tarifeye göre resim alınır" hükmü yer almış bulunmaktadır.
III - Konu ile sınırlı olmak kaydıyla butlan hakkında kısa açıklamalar :
Kural olarak butlan mahiyeti itibariyle çaresiz olup sıhhat iktisap edemez. Onun içindir ki batıl bir hukuksal işlem ne muayyen zamanın geçmesi ile ve ne de butlan sebebinin ortadan kalkması ile muteber hale gelmez. Hatta iradi, yani istek ile bir ifa akdin butlanını ortadan kaldıramaz. Öte yandan batıl bir akit, taraflardan biri tarafından tek taraflı olarak kabul ve tasdik edilemez, fakat ancak müşterek bir anlaşma ile kabul ve tasdik olunabilir (Andras von Tuhr, Borçlar Hukukunun Umumi Kısmı, C: 1-2, Çev. Cevat Edege, Yargıtay Yayını, No: 15, ank. 1985, Sh. 225/226). Bir davada batıl bir işleme dayanan kimseye karşı hasım taraf herhangibir savunma ileri sürmüş olmasa bile dosyada butlan sebebini gören hakim, işlemin batıl olduğunu kendiliğinden hükme bağlamak zorundadır (Tekinay, Borçlar Hukuku, 5. Bası, İst. 1985, Sh. 503).
Buyurucu hukuk kuralları kesin surette uyulması gereken ve sözleşme serbestisini sınırlayan kurallardır. Bu kurallara aykırı sözleşme yapılamaz, yapılırsa batıl sayılır. "Zira kamu düzenini ilgilendiren hükümler, hiçbir şekilde tarafların iradesi ile değiştirilemez" (HGK 4.3.1964, 591/170; Nihat Renda, Galip Onursal; Borçlar Hukuku, Ank. 1973, sh. 122, dipnot : 804). olayımızdaki butlan, sözleşmenin konusunun kamu düzenine aykırı olması nedeniyle sözkonusu bulunduğundan, bu hususun da çok kısa olarak açıklığa kavuşturulmasında yarar görülmüştür.
Kamu düzeni, toplum içinde yaşayan fertlerin kamu yararına olarak uymak zorunda oldukları kuralların bütün olup, bu kuralların borç ilişkisi bakımından özelliği, kişisel iradeleri sınırlandırmış bulunmasında gözükmektedir (Esener turhan, Borçlar Hukuku, 1, Ank. 1969, sh. 203). Bir başka deyişle genellikle devletin yararına konulmuş bulunmaları nedeniyle bu kurallar tarafların iradelerine karşı korunmaktadır. (H. Oser / W. Schöinenberger, Borçlar Hukuku, Çev. Recai Seçkin, ank. 1947, Sh. 157). öyle ise toplumun önemli ve doğrudan doğruya menfaatlerini koruyan hukuk kurallarına karşı tarafların yaptıkları sözleşmeler, kamu düzenine aykırı olmaları nedeniyle BK m. 20/1 gereğince batıl sayılmaları gerektiği olgusu çok açıktır. Durum bu merkezde iken ve 80 sayılı Yasanın 1. maddesinde açıkça bu yasaya göre tesis edilen hallerin kiraya verilemeyeceği buyurucu bir biçimde hükme bağlanmış ve de daha ileriye gidilip geçici 1. maddesinde deevvelce yapılmış kira sözleşmelerinin hükümsüz bulunduğu açıklanmış iken daire çoğunluğunun taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığından ötürü davacının açmış bulunduğu menfi tesbit davasının reddine ilişkin yerel mahkeme kararını onaması, tamamen kurallarına aykırı düşmüştür. Dairenin sayın çoğunluğunun bu görüşü hemen hemen aynı nitelikteki bir olayda "80 sayılı Yasanın 1. maddesinde mevcut (kurulan toptancı hallerinin kiraya verilemeycekleri buyurucu kuralı, bir kamu düzeni kuralı olduğundan, Belediye ile davacı arasında kurulan ve yazıya geçirilen sözleşme geçersizdir). geçersiz sözleşme nedeniyle "içar bedeli" alındısı verilerek alınan paraların davacıya geri verilmesi yolundaki karar doğrudur" (4. HD, 16.2.1971, 9557/10642; Renda/Onursan, age; sh. 446) diyerek yerel "mahkemenin dava konusu dükkanın 80 sayılı Yasaya aykırı olarak kiraya verildiğinin tesbitine" "mütedair kararını onayan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin kararına da taban tabana zıt bir karar vermek suretiyle tevhidi içtihadı gerektirir bir şekilde aykırı düşmüştür.
VI - Olayın Kamu Mallarının Hukuki Mahiyeti Açısından İrdelenmesi:
Kamu mallarının özelliklerinden birisi de bunların üzerinde ayni ve şahsi herhangi bir hakkın tesis edilemeyeceğinde görülür. Örneğin, bunlar üzerindeki, ipotek, kira ve bunun gibi tasarruflar mümkün olamaz. Zira herkesin istifade edebileceği veya muayyen bir kamu hizmetine tahsis edilmiş olan bir mal üzerinde gerek devlet ve gerekse fertler tarafından serbestçe tasarruf edilmesi, bahse konu olan kamu hizmetinin aksaması ve hatta hiç yapılmaması sonucunu doğurur (Onar, Sıddık Sami; İdare Hukukunun Umumi Esasları, 2. Tab, İst. 1960, sh. 1081 vd.). ancak "devlet ve diğer amme hükmi şahısları amme emlakı üzerinde hususi hukuk tasarrufları yapmamak ve bu tasarruflar vasıtası ile bunlardan birtakım mali menfaatler temin edememekle beraber idare hukukuna mahsus... tasarruflarla birtakım mali menfaatler temin edebilirler" (Onar age, sh. 1033).
Sonuç olarak, özel kişiler, kamu hizmetlerinin ifasına özel hukuk tasarrufları ile iştirak ettirilemeyeceği gibi, kamu mallarından da aynı rejim dairesinde ve örneğin bir kira sözleşmesi ile yararlandırılamayacaklarını tesbit edebilirizt. Zira, kamu hizmetlerinin kuruluşu ve işleyici, tarafların eşitliği esasına dayanan özel hukuk çerçevesinde değil, kamu menfaatlerinin korunması ve üstünlüğünü sağlayabilmek için kamu hukuk9u esasları gereğince düzenlemek gerekir (Duran Lüt8fü, İdare Hukuku Meseleleri, ist. 1964, sh. 613 vd.). Bu durum o kadar açıktır ki Danıştay dava Daireleri Kurulu bir kararında aynen (... amme emlaki niteliğindeki mahallerin kiralanmasının dahi bahis konusu olamayacağı hukuki gerçeği de bu hususu teyit etmektedir". (DDK., 4.2.1972; 96/77, AİD., s. 3, 8.3.1972, 187). demek suretiyle bu hukuki gerçeği bir kez daha dile getirmiştir. Ne varki, kamu mallarından, örneğin hal, pazar veya mezarlık gibi yerlerden yararlanma ve işgal olayı tamamen idari sözleşme mahiyetinde olup (Onar, age., sh. 1227) bu tür kamu mallarının medeni bir sözleşmeye konu olmalarına hukuken olanak yoktur (Onar. age., sh. 1226). İdari sözleşmelerin ise kira sözleşmesi ile yakından uzaktan bir ilgisinin bulunmadığını da burada vurgulamak gerekir. (Yenice Kazım/Esin, Yüksel; İdari Yargılama Usulü, Ank. 1983, sh. 118 vd).
80 sayılı Yasanın 1. maddesinde açıkca bu yasaya göre tesis edilen hallerin amme, (kamu) emlakinden sayılacağı belirtilmiştir. Sayın çoğunluğun görüşü bu açıdan da hukuka aykırı düşmektedir. Zira bu düşünüşün tabii sonucu olarak kamu mallarının kiraya verilebileceğinin kabulü gerekecektir ki bunun nedenli doğru olmadığı yukarıdaki bilgiler ışığında tartışılmayacak kadar açıktır.
V - Hukuksal işlemin butlanının tesbit ettirilmesi sorunu:
Tesbit davası bir hukuki münasebetin mevcut olup olmadığının tesbitine dair olan davadır. Bu tür davaların diğer davaların yanında en önemli koşulu bu ilişkinin hemen tesbitimnde davacının hukuki menfaatinin bulunmasıdır. Bunun için de davacının bir hakkı veya hukuki durumunun halihazır bir tehlike ile tehdit zedilmiş olması, bu tehdid sebebiyle davacının hukuki durumunun tereddüt içerisinde olması ve bu hususun davacı için bir zararı mucip olabilecek kabileyette bulunması ve de yalnız kesin hüküm tesirine haiz olup cebri icraya yetki vermeyen tesbit hükmü bu tehlikeyi ortadan kaldıracak mahiyette olması gerekmektedir (Kuru, Baski; Tesbit Davaları, Ank. 1963, sh. 29 vd.).
Olayımızda bütün bu unsurlar bulunmaktadır. Zira kiracı olmadığını ileri süren davacıya, davalı idare tarafından gönderilen ihtarnamede 3151 sayılı Yasaya göre kira parasının (!) artırılması, aksi takdirde taşınmazdan tahliye ettirileceği bildirilmiştir. Bu durum karşısında davacının hukuksal işlemin butlanını tesbit ettirmeye hakkı (Tuhr, age, shö 222) ve bunun hemen tesbitinde de hukuki menfaatinin bulunduğunun kabulü gerekir (Kuru, age., sh. 28). Nitekim davacı da bu gereklere uyarak davasını açmıştır. Fakat mahkeme davayı red ve sayın daire çoğunluğu da bu kararı onaylamıştır. Menfi tesbit davasının kabulü halinde verilen hüküm ile hukuksal ilişkinin mevcut olmadığı (yok olduğu) davayı esastan red eden hüküm ile de hukuksal ilişkinin var olduğu kesin olarak (HUMK m 237) tesbit edilmiş olacağına göre (Kuru Baki, Hukuk Usulü Muhakemelir Kanunu, C: 1, Ank. 1979, sh. 933), artık davacının kiracı olmadığını iddia etmesine hukuken olanak bulunmayacaktır.
Yukarıdan beri açıkladığımız maddi ve hukuki olgular karşısındaki kesin sonuç şudur: davacı, davalı idare ile olan hukuksal bağlantısının 80 sayılı Yasanın buyurucu hükme gereğince "kira iliyşkisi" bulunmadığının tesbitini istemekte ve bu isteminde de hukuki yararı bulunmaktadır.
Hal böyle olunca, sayın çoğunluğu yasanın açık metni ile Yargıtay ve Danıştay kararlarına ve hatta tarafların menfaatlerine aykırı düşen görüşüne yukarıdan beri arz etmeye çalıştığım nedenlerle katılamamaktayım.
KARŞI OY YAZISI (2)
Belediyelerce Kurulan Toptancı Hallerinin Sureti İdaresi Hakkındaki 12 Eylül 1980 tarih ve 80 sayılı Kanunun 1. maddesinde: "... tesis edilen toptancı hallerin amme emlakinden sayılıp kiraya verilemezler" Aynı Kanunun 6. maddesinde: "... Belediyece, halde kendilerine muayyen yertahsis edilenler işgal ettikleri yerlerin 1580 sayılı Belediye Kanununun 70. maddesinin 8. bendine göre belediyeye ücret öderler. Bundan başka halde satılan malların satış bedelinin % 3'ünü tecavüz etmemek kayıt ve şartı ile belediye meclislerince düzenlenecek tarifeye göre resim alınır." Geçici 1. maddesinde de: "Evvelce yapılmış olan kira akidleri bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte hükümsüzdür" şeklinde hükümler konmuştur. Bu hükümler amir hüküm niteliğindedir.
Dava konusu edilen dükkan da, toptancı halinde belediyeye ait bir dükkan olduğundan yukarıdaki kanun hükümlerine göre, belediyece her hangi bir şahsa kiraya verilemez. Yapılan kira sözleşmesi de, 80 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin açık hükmüne göre geçersizdir. İcar bedeli alınmış ise geri verilmesi gerekir.
Yasaya uygun olan davanın kabulü gerekir görüşündeyim. Bu nedenle dairemizin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini